Bumerang
Deneyim Günleri'ndeki Yılmaz Özdil etkinliğine katılmak için
politik bir içerik veya bir kitap eleştirisi yazısı göndermek
gerekiyordu. Jüri değerlendirmesi sonucunda da 10 blog yazarı, bu
güzel etkinliğe katılmaya hak kazandık. Merak edenleriniz için
belirteyim, şuradaki yazıyı göndermiştim ben de..
Bir
önceki yazımda, biraz da istanbul'un kent sorunlarına dokundurarak
Hürriyet binasına nasıl gittiğimi anlatmıştım.
1,5
saat gibi İstanbul koşullarında normal karşılanabilecek bir
yolculuktan sonra “Hürriyet Dünyası” denilen ve gerçekten de
çok güzel olan binaya ulaştım. .
Devasa
bir alanda yapılmış olan bu yerleşkeye girdiğinizde, yolda
gördüğünüz bütün o kötü manzaraları unutarak bambaşka bir
dünyada buluyorsunuz kendinizi... Oldukça modern, havadar, geniş,
tertemiz.. Kadınlar tuvaletinde çorabı kaçanlar için “çorap
otomatı” bile düşünülmüş, lavabolardan sıcak sular akıyor,
duvarlar galeri gibi, biz iki katını görebildik, gerçekten de
muazzamdı.. Orada çalışanları bu anlamda şanslı addettim, ne
yalan söyleyeyim..
Ama...
Tam
da dün Şafek Pavey'in o tarihe yazılacak harika konuşmasında bir
cümleyle değindiği sorunla karşılaştığımda, cidden hayal
kırıklığı yaşadığımı da söylemeden geçemeyeceğim.. En
ince detayların düşünüldüğü o binanın girişindeki
merdivenlerde trabzan yoktu! Binlerce kişinin çalıştığı o
binada hiç engelli yok mudur, varsa da o merdivenleri nasıl
çıkıyordur bilemem elbette! Ama Hürriyet Gazetesi yetkililerinin,
eğer yazım ellerine ulaşırsa bu hatayı telafi edeceğini umut
ediyorum.. Mimarı ise esefle kınamaktan kendimi alamıyorum..
Her
neyse, girişte kaydımı yaptırdıktan sonra bahçedeki Hürriyet
kafelerinden birine oturdum.. Bir süre sonra diğer arkadaşların
bazıları da geldiler ve kendileriyle tanıştık. Durumbildirimi,
Votkalimon, Banunundunyasi ve Kayipruh blogları ile keyifli bir
sohbet başladı aramızda.. Etkinlik saatine kadar zaten bizler ülke
sorunları hakkında hararetle konuşmaya başlamıştık bile..
Sonrasında
da bu güzel etkinliğin mimarları sevgili Ahmet Erten ve Hilal
Meriç, bütün sempati ve samimiyetleri ile bizleri etkinliğin
yapılacağı odaya aldılar.. Kendilerini ben çok sıcak buldum ve
çok sevdim, bir kez daha teşekkür etmek isterim..
DurumBildiri.Twitter'dan alıntıdır |
Kameralar,
fotoğraf makineleri elbette bizlere yabancıydı, ama bizi öyle
sıcak karşıladılar ki,
heyecan
falan kalmadı..
Yerlerimize
oturduk ve Yılmaz Özdil, kocaman bir gülümsemeyle bize “Merhaba”
dedi..
Devamı
geliyor..
Bu güzel yazı içi teşekkürler.
YanıtlaSilDevamını merakla bekliyorum.
Evet, az kaldı;asıl güzel olan, Özdil'in sorulara yanıtları kısmı da geliyor, az kaldı:)
SilDiğer yazıyı da merakla bekleyenler arasına girenlerdenim sanırım :)
YanıtlaSilÇok uzun oldu, bu gece bitiremedim, yarına hazır olacak inşallah, teşekkürler:)
Sil