Bizim gençte umut var!
Sanırım
bu işi başarabilecek, galiba ben de başardım!
Biraz
damdan düşer gibi oldu kusura bakmayın, ama sevinçten olsa gerek;
zira bir kişinin hayatının değişimine katkıda bulunuyorum
sanırım. Şahane bir olay bu, ondan mütevellit (bu nasıl bir
kelimedir, neden kullandım ki!) yazının girişini toparlayamadım.
Şimdi
efenim, takipte olanlarınız bilirler; geçenlerde bir yakınımdan
söz etmiştim. Kendisi zeki mi zeki, Z kuşağının pırıltılı
gençlerinden, çift dili yalamış yutmuş, yurdumun güzide
üniversitelerinden birinden mezun olmuş, bunca işsiz gencin
arasından sıyrılarak bir işe yerleşmiş, ismi ve cinsiyeti lazım
değil bir genç arkadaşımız. Kendisi hakkında fazla da detaya
girmek istemiyorum; zira gencimizi afişe etmenin ne gereği var, ama
hikayesini anlatmak da istiyorum. Çünkü belki bizim gençten ilham
alacak birileri olacak; dolayısıyla biz kendisine bundan sonra
kısaca Orçun diyelim isterseniz aramızda.
Bir
ara konunun detayını bu yazıdan okuyabilirsiniz.
Ben şimdi devam ediyorum anlatmaya.
Bu
Orçun arkadaş, ilk iş için fena olmayan bir maaşla işe
yerleşti, kendisine ev tuttu, eşya aldı falan filan, herşey
güzel, küçücük bir sorunu var sadece:
Orçun
parasını yönetemiyor!
Öğrenciyken
de yönetemezdi, oradan buradan aldığı burslar ciddi bir gelir
kaynağıydı ama yok, Orçun ay ortasında parasız pulsuz dımdızlak
kalakalırdı! Ben nereden mi biliyorum; aslında söylemezdi, şimdi
de söylemiyor gerçi; ben anlıyorum halinden tavrından, lafları
kem küm gevelemesinden, sıkıştırıyorum öğrenmek için
açıkçası. Çünkü Orçun'u seviyorum, parasız kalıp üzülsün
istemiyorum. Neyse ilk yazıdan anımsayacaksınız, ben Orçun'a
paramıyonetebiliyorum.net sitesini tavsiye ettim.. Öyle çok da üstünde durmadım, böyle
bir site var, bak dedim. Bizim Orçun sever beni, hangi kitabı
söylesem okur, hangi müziği dinlesem ilgilenir, övünmek gibi
olmasın, (galiba öyle oldu), neyse siteyi de dikkate almış. Geçen
haftasonu teklif kendisinden geldi, kahve içmeye çağırdı beni.
Çok sevindim, aslında biraz da meraklandım acaba ne gibi gelişmer
oldu Orçun'un hayatında diye.
Gittim,
kahve, hoşbeş derken açtı konuyu:
“Ben
hep yanlış yapıyormuşum”
dedi.
“Hayırdır,
hangi konuda?”
diye sordum.
Bizim
Orçun'un çocukluktan beri aşık olduğu bir kız arkadaşı var,
ve artık büyüdükleri, iş-güç sahibi de oldukları için birkaç
yıl içinde evlenmeyi düşünüyorlar. Konu, tahmin ettiğim gibi
buraya geldi. Şöyle devam etti Orçun:
“Biz
şimdi evlenmeyi düşünüyoruz ya, e para lazım bu işler için.
Ama ben işe girdiğimden beri hep yanlış hesap yapıyormuşum
meğer, yani henüz hiç para biriktiremedim!”
dedi.
İşin
özü de şu:
Bizim
genç, harcamalarını alt alta yazıyormuş, eğer para kalırsa
kenara koyacak ve evlilik için biriktirecek ya güya, ama işte
maalesef tasarruf edecek parası kalmıyormuş hiç!
Gülüştük,
birer kahve daha söyledik kendimize. Yanından hiç ayırmadığı
sırt çantasından bilgisayarını çıkardı, açtı internet
sayfasını, eğitimleri takip ediyormuş zira.
“Bütçe
sayfası”nı buldu hemen, orada şöyle diyor:
“Önce
harcamaları alt alta toplayıp, buduğunuz rakamı gelirden
çıkardığınızda kalanı birikime ayırmak yerine, önce
gelirinizin %10'unu birikim olarak ayırıp sonra harcamaları
yapmaya başlayın”
Bu,
basit ama çok önemli bir bilgi, zira Orçun'un bütçesi bu cümle
sayesinde şekillenmiş. Çünkü bu eğitimin devamında “gelirinin
%50'si gıda, ev giderleri ve gerekli harcamalara, %30'unu sosyal
aktivitelere, %20 sini ise finansal önceliklerine ayır”
diye br madde var. Orçun zeki çocuk, hemen aksiyon almış ve artık
siteden öğrendiği gibi “Bu
benim için istek mi ihtiyaç mı? “diye
kendine soruyormuş, her harcadığını mutlaka yazıyormuş,
elbette deftere değil; excel tablosuna...
O
gün gözleri parlıyordu Orçun'un, her zaman gözleri parlar gerçi
ama, sanki kendine daha bir
güveniyor gibiydi. Tekrar buluşmak için
sözleştik, benden bütçesi konusunda yardım istedi, “seve seve”
dedim. Yani belirli periyotlarla buluşup Orçun'un
paramiyonetebiliyorum.net
sayfasından hayatına geçirdiklerini gözden geçireceğiz.
Hedefimiz ise Orçun'u evlendirmek...
Neden
anlatıyorum bunları, çünkü yaşamsal bir konu! Ben de isterdim,
hep de söylerim ya Thomas Moore'un “Ütopya”sında para olmadan
yaşamayı. Ama hani yeni moda “caps” ler var ya, o hesap
“Hayaller
parasız ütopya, gerçekler banka kartları!”
diyebiliyorum.
Velhasıl,
(bugün bu eski kelimelere neden takıldım acaba) Orçun'un parasını
yönetebilir hale gelmesini birlikte izleyeceğiz, ben size an be an
anlatacağım gelişmeleri merak etmeyin.
“Arada
magazin haberi ve dedikodu da yaz, ama işe de yarasın!”
diye düşünenler seviniyor buna, biliyorum ben.
Şimdilik
Orçun'da durumlar böyle, dediğim gibi bu heyecanlı süreci
sizlerle paylaşacağım mutlaka. Siz de bütçe konusunda birilerine
ya da kendinize yardımcı olmak isterseniz, bence Orçun'u örnek
alıp siteye göz atabilirsiniz.
parasını yöneten mutlu kişi |
Bütçeleriniz
açık değil kapalı, hatta taşkın olsun diyor ve kaçıyorum,
elbette ki sevgiyle...