30 Ağustos 2015 Pazar

Orçun bir an önce evlensin!

Bizim gençte umut var! Sanırım bu işi başarabilecek, galiba ben de başardım! Biraz damdan düşer gibi oldu kusura bakmayın, ama sevinçten olsa gerek; zira bir kişinin hayatının değişimine katkıda bulunuyorum sanırım. Şahane bir olay bu, ondan mütevellit (bu nasıl bir kelimedir, neden kullandım ki!) yazının girişini toparlayamadım. Şimdi efenim, takipte olanlarınız bilirler; geçenlerde bir yakınımdan söz etmiştim. Kendisi zeki mi zeki, Z kuşağının pırıltılı gençlerinden, çift dili yalamış yutmuş, yurdumun güzide üniversitelerinden birinden mezun olmuş,...
Devamını Oku

25 Ağustos 2015 Salı

ÇIPLAK AYAKLI KONT!

O gün nedense ofiste ayakkabılarını çıkarıp dolaşmak geldi içinden. Hem kime neydi ki, ofisin en tepesindeki yönetici değil miydi kendisi! Çıkardı ayakkabılarını, bastı yere; yüzünü ekşitti sonra. İş yerinde temizlikten sorumlu şirin kişi Serpil'e dönüp:  “Bu yerler iyi temizlenmemiş, ayağıma toz yapıştı!” diye çıkıştı.  Serpil çok tatlı, çok kibar bir kızdı, ne diyeceğini bilemedi. “İki günde bir siliyorum!” çıktı ağzından. Deseydi ya, “daha yeni sildim!” Demedi, diyemezdi; iş hayatında ânında kıvrak yalan uydurup yöneticiyi kandıracak...
Devamını Oku

20 Ağustos 2015 Perşembe

The Lottery, insan nesli tükenirse!

Yıl 2025, 5 yıldır kadınlar hiç çocuk yapmamış. 5 yaşında olan son çocuklardan ise sadece 6 tane var... Öykü tabii ki Amerika'da geçiyor. İnsanlık Bakanlığı diye bir birim kurulmuş, laboratuvarlarda harıl harıl insan embriyosu üretmeye çalışıyorlar. Nihayetinde 100 tane embriyo üretmeyi başarıyorlar. Seçmenlerde umut yaratsın ve oy olarak geri dönsün diye (!) ülke çapında bir piyango düzenlemeye karar veriliyor. Çocukların taşıyıcı annesi olacak 100 kişi piyangoyla belirlenecek. Peki ama derin devlet bu duruma ne diyecek? Sonrasında neler olacağını...
Devamını Oku

17 Ağustos 2015 Pazartesi

Yeter ki mangalım cızırdasın!

Gece saat 23:03'dü. Saati bu kadar net hatırlıyorum evet, çünkü belediyeye şikayet dilekçesi yazarken saati de not etmiştim konu başlığına... Geçtiğimiz 15.08.2015 cumartesi gecesinden bahsediyorum. Deli bir sıcaklık vardı, son günlerin en favori sözcüğü ile belirteyim: Esmiyordu! Klimadan haz etmeyen bir insan olarak doğal yollardan serinlemeye çalışıyordum yine. Yani bütün kapılar pencereler açık, ortada dönen iki fırfır... O da nesi, birden evin içi kızarmış et kokmaya başladı! Nasıl bir koku anlatamam size; insanın bütün hücrelerine...
Devamını Oku

11 Ağustos 2015 Salı

Facebook'da bunları yapanlara sinir oluyorum!

Mutlaka bir yerlerde karşınıza çıkmıştır “Sosyal Medya Görgü Kuralları” adlı bir takım yazılar. Merak etmeyin tekrara düşmeyeceğim. Hem işin uzmanları varken, ne haddime birilerine görgü kuralı öğretmek! Ben sadece Facebook ortamında kendi gözüme çarpanları, daha doğrusu rahatsızlıklarımı dile getirmek istiyorum: 1- İzin istemeden gruba ekleyenler... Zannediyorlar ki Facebook ortamı sanki yaşamdan farklı bir yer! Sevgili arkadaşım, sen beni gerçek hayatta iznim olmadan bir topluluğa kaydedebilir misin? Edemezsin! En azından imzamı isterler....
Devamını Oku