12 Aralık 2021 Pazar

Rüstemoğlu Cemal’in Tuhaf Hikayesi

Her şeye rağmen geçtiğimiz günlerde birkaç oyuna gitmeyi başardım. Burada kısa kısa anlatmak istiyorum ki anısı kalsın. 

 

Rüstemoğlu Cemal’in Tuhaf Hikayesi

Gezi’den sonra Şehir Tiyatroları’ndan saçma bahanelerle uzaklaştırılan; aradan geçen bunca yılda tek kişilik gösterisi pek çok şehirde eften püften nedenlerle engellenen Levent Üzümcü vardı İBB sahnesinde… Ne yalan söyleyeyim, içime su serpti sanki ilahi adaletin görünmez elleri. “Ulan hep mi kötüler kazanıyor şu kavanoz dipli dünyada!” pesimistliğinden azıcık da olsa kurtardım bu sayede kendimi. Zaten oyunda da demiyor muydu Rüstem:

“İnsan umudunu yitirdiği anda ölür” diye… Umut geldi içime be dostlar, kendimi iyi hissettim!




Minimal sezonun – kimse kusura bakmasın ama- ruhsuz, dekorsuz bomboş sahnelerine kıyasla dekor gayet de güzeldi. Hatta Levent Üzümcü de bu konuya değindi bir ara. En fazla bir metre uzunluğundaki dekor tekneyi gösterip:

“Koskoca Şehir Tiyatrosu oynayayım diye bu kayığı mı vermiş bana!”

Güldük. Sonra da bu minik kayığa oturup ayağıyla hareket ettirdi Rüstem.

Üzümcü’nün bunun gibi birkaç kere daha hikayeden çıkıp seyirciye ve orkestraya laf atması bence hoş oldu. Hiç sıkılmadım 75 dakikalık tek perdeli oyunda.

Sahnenin ön tarafında olur ya orkestra çukuru. Bu oyunda sahnenin arkasında tül gibi bir dekorla saklanmıştı. Bence çok iyilerdi. Hele ki Esen Koçer’in mikrofonsuz söylediği Girit şarkıları yüreğe dokunur cinstendi.

Bir meddah gibi anlattı hikayeyi Levent Üzümcü. Beden dilini, sesini, mimiklerini çok iyi kullandı. Gerçekten sahneye çok yakıştı, iyi ki dönmüş Şehir Tiyatroları’na. İyi ki gitmişim oyuna; fırsatınız varsa siz de gidin. Üstelik simitin 3,5 liraya satıldığı bu acayip günlerde, Şehir Tiyatrosu biletleri sadece 20 TL!

Tam da bu noktada kalemine hayran olduğum, yazdığı  “Hayat Der Gülümserim” oyununu severek izlediğim, sosyal medyadan da takip ettiğim sanatçı Özen Yula’dan bir alıntı yapmak istiyorum:

Aslında oyunun konusu çok da özel değildi. Demirci ustası Rüstem ve oğlu Cemal’in hikayesiydi anlatılan. Dönem Osmanlı’nın sonu. İktidara rüşvet vermek için özel bir hançer yaptırmak isteyen o zamanın kıro zenginine yalakalık yapmaz Rüstem. Tahmin edeceğiniz üzere bu davranışı tabii ki iktidar tarafından cezasız kalmaz. Sürerler Rüstem’i Girit’ten İstanbul’a. Sonrasında Rüstem, İstanbul’da yeni bir yaşam kürar kendine. Ve yaşamın doğası gereği, oğlu Cemal’in hikayesi başlar sonra…

Oyunun başında Osmanlıca girizgah yapılırken şöyle diyor Üzümcü:


“Sanatçı eğmez başını seyirciden başka kimseye”
Ve eğiyor başını… İşte o anda bütün salon alkışlarken, orada olmak nasıl da güzel bir duygu!

Tam da o anda “Nereden nereye!” diyorum kendi kendime. Çok değil bir iki yıl öncesinde iktidara selam çakan -müsameremsi- oyunlardan(!) sonra Darülbedayi sanatçısının sahnede bunu söyleyebilmesi... Nasıl da iyi geldi yaralı bereli bünyeme. 

İşte böyle iyileştiriyor tiyatro insanı!

Demem o ki, hikaye öyle aman aman çok özel bir hikaye değildi. Ama Levent Üzümcü’nün meddah gibi her karakteri ayrı ayrı ete kemiğe büründürmesi, hiç düşmeyen enerjisi ve müthiş performansı; orkestranın harika şarkıları; yerli yerinde ışık ve sahne dinamiği o kadar güzeldi ki! Emeği geçen herkese teşekkürler diyorum ve çok sevdiğim sloganlarımı atarak ayrılıyorum huzurlarınızdan:

#Tiyatroiyidir 

#Tiyatroiyileştirir




8 yorum :

  1. Tiyatro candır ve dediğin gibi insana iyi gelir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle... Bu sezon gittiğim diğer oyunları da yazacağım en kısa zamanda. İzlemesi ayrı zevk, yazması ayrı :) Çifte mutluluk.

      Sil
  2. Tiyatroları sizinle takip ediyoruz artık. Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O zaman bu gazla önümüzdeki hafta iki oyun daha yazarım ben :)
      Şaka bir yana da tiyatro biletleri de uçtu gitti.
      Özel tiyatrolarda 180 TL gibi fiyatlar var. O yüzden Şehir Tiyatroları candır :)

      Sil
  3. tiyatro severim tabii, şehir tiyatrolarını da, üzümcü de izledim daha önce ama bunu izlemedim, aklımda olsun, pandemi başından beri gitmedim henüz tiyatroya, orkestra arkada tül perdeli mi :) ibb sahnesinde hımms :) konu da güzelmiş ayrıca, espriler de iyi olmuş, pekuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben pandemide Şehir Tiyatroları'na gitmeye devam ettim. Çünkü tavanlar yüksek, oksijen çok :)
      Bu oyunu seversin bence, ama önlerden bilet alman lazım:)

      Sil
  4. 10 liraya izledik bahsettiğim oyunu. Oyuna gelenlerden bir tanesi, "Resmen bedava" dedi.

    YanıtlaSil