Hayat : “Hop, hele dur biraz geride bakalım! Şimdi söz sırası da eylem
sırası da bende!”
Kişi : “Sana karşı gelince neler olacağını kestirecek kadar senin
hakkında tecrübem var; ama yine de merak ediyorum. Ne oldu da olağan akışı
kesip araya girme ihtiyacı duydun?
Hayat : “Ne oldu merak ediyorsun ha? Yuh sana! Daha anlayamadın mı ne
olduğunu? Aklın sıra benden rol çalmaya kalktın! Aklın sıra ona buna benden
dert yandın. Bunu yapmayacaktın! Şimdi pelerinimi rüzgâra karşı savurup şöyle
bir arkama dönsem ve
‘Nöbetçiler! Getirin katran dolu kazanı!’
desem, kurtulmak için elinden ne gelir?
Kişi : “Tabii ki bir şey gelmez. Ama gerçekten merak ediyorum. İyi kötü akıp giden hayatımı kumandanın ‘pause” tuşuna basar gibi durdurdun! Ve lütfen söyle, neden yaptın bunu?
Hayat : “Çünkü beni buna mecbur ettin. Akışı sen durdurdun! O kadar çok şey yaptın ki, hangi birini anlatsam. Her şeye takıldın sen! Yapmadığın, yapamadığın ya da yapılmayan her şeye hem de! Mesela çamaşırları neden yıkamadığın için kendi kendini yedin, ama yıkamak için de çaba göstermedin. Diksiyonu bozuk kişilere bile takıldın. Adam ‘travma” yerine “tramva” diyormuş, sana ne?
Gerçekten S A N A N E ?
Yok efendim orda insanlar yoksulmuş da öbür yerde zenginlik sınırsızmış. Tekrar ediyorum;
S A N A N E Y D İ?
Müdahale etmeseydim kendi yoluna taş koyma ustası gibiydin adeta!
Benim de sabrım bir yere kadar, var
mı diyeceğin?
Kişi :“ Yok tabii, ben ne diyebilirim ki sana?”
Hayat :“Sen demeyeceksin, ‘efendim’ diyeceksin.
Kişi :” Peki efendim, cezam uzun sürecek mi?”
Hayat :”Cezan bitecek elbette; ama bana söz vereceksin. Bu saatten sonra
hiçbir insana, - bak altını çiziyorum- hiçbir insana benden
yana dert yanmayacaksın! Arkadaş, dost falan anlamam. Anlaşıldı mı?
Kişi :”Ama efendim, derdimi anlatmazsam içimde patlar sonra, nasıl
baş ederim?”
Hayat :” Ah be Kişi! Ne diyeyim ben sana! Bunca yıllık hukukumuz var
aramızda, çok da üzerine gelmek istemiyorum. Anlamıyor musun? Bütün bu yaptıklarım
hep seni sevdiğim için! Ben iyiyim, sen de iyisin, aslında insanlar da iyi ama
içlerinde kendilerinin bile farkında olmadığı kötücül duygular var. Seni
onlardan koruyabilmek için böyle yapmaya mecburdum. Daha doğrusu dikkatini
başka şeylere çekmem gerekiyordu.
Kişi :”Ben de senin beni sevdiğini biliyorum. ‘Bu kadarını da hak etmedim’ demeyeceğim elbette; dersem başıma neler geleceğini az çok gördüm anladım. Ama n’olur bir daha böyle cezalandırma beni olur mu! Artık bütün dikkatim senin üzerinde olacak efendim, söz veriyorum. İsterse bütün insanlar ‘travma” yerine ‘tramva’ desin; hiç umurumda olmayacak. Hatta bunu ‘travmatik bir hata olarak değil’ bilakis komik bir unsur olarak değerlendireceğim, söz veriyorum.
Hayat :”Peki ya insanlara karşı nasıl davranacaksın?”
Kişi :” Onlara yüreğimi açmayacağım efendim. İsterse yapayalnız
kalayım! Sadece, ama sadece iç sesim ne derse onu dinleyeceğim. Yüreğim seninle
benim aramda kalacak.”
Hayat :” Söz mü?”
Kişi :”Sen yeter ki bir daha beni böyle durdurma, sen ne dersen
yaparım efendim. Akmak istiyorum, suya akmak ve de özgürce yoluma devam etmek...
Hayat :”Dersini aldığına sevindim. Hadi ağlama artık, al sözünü ve git
istediğin yere…