Dünkü yazıma son anda bir şarkı eklemek
istedim. Bu şarkı da hiç dinleme alışkanlığımın olmadığı Ferdi Tayfur’a aitti. Kendime
ben bile şaşırdım aslında.
Şarkının adı “Çiçekler açsın, Böcekler Ötsün” Belki de rahmetlinin en neşeli şarkısıdır. Rahmetli diyorum; çünkü dün ben o şarkıyı eklerken yazıya, belki de tam o saatlerde Ferdi Tayfur bu dünyadan göçmüş... Akşam haberlerde öğrenince biraz ürperdim açıkçası bu denk gelişe. Bazen böyle olur bana. Bir şeyleri hissederim ama yorumlayamam, yorumlasam zaten başka biri olurdum. Ama psişik bir tarafım olduğu kesin.
Müslüm’ün bir iki şarkısını, özellikle de son dönemlerdeki şarkılarından bir iki tanesini sever kırk yılda bir de olsa, efkârlanınca açar dinlerim. Teoman şarkılarını güzel söyler. Filmini, özellikle Timuçin Esen’in şahane oyunculuğunu severek izlemiştim. Ama açıp da bir Ferdi Tayfur şarkısı dinledim desem yalan olur. Bir dönem barlarda gitar ile modernize edilmiş Orhan Gencebay şarkıları çok moda olmuştu. O zaman da sevmedim. Arabeski hiç sevmedim; ama Türkiye’de yaşadığım için elbette bu şarkılara çok maruz kaldım. Bir dönem dolmuşlarda, şehirlerarası otobüslerde ne çok çalınırdı bu şarkılar. Hep hüzün, hep çaresizlik, hep ezilmişlik...
Şimdilerde
acılı arabeskin yerini acılı rap aldı bence.
Ne ağlattılar yurdum insanını… Ağlamak
isteyenlere organik türkülerimiz, bozlaklarımız, uzun havalarımız vardı oysa… Arabesk
ile âdeta beyinler uyuşturuldu o dönemlerde. Bir taraftan da ülkemize serbest
piyasa hızla girdi, gelir adaletsizliği arttı. Arabesk şarkıların
yükselişiyle birlikte adeta hayatımız da arabesk bir çamura bulandı.
Çocukken, kasabamızdaki sinemaya Ferdi
Tayfur filmine beni de götürdüklerini hayal meyal anımsıyorum. Sinemadan çıkarken
herkesin ağlamaktan gözlerinin kıpkırmızı olduğunu da... Filmde ya âşıklar kavuşamamıştır
ya birileri ölmüştür ya çok fakirlerdir… Elbette fonda acılı arabesk şarkılar…
O dönemlerde arabesk şarkıcıların hemen hemen hepsi film de çevirirdi. Daha doğrusu
şarkılara film yazılırdı. Bu filmlerde hayatın zaten acımasız olduğu, bu hayatta eşitliğin ve adaletin asla olmadığı, ne
kadar çabalasan da kaderine razı gelmen gerektiği işlenirdi bilinçaltlarına. Bana
kalırsa; seksen sonrası gençlik hak aramasın, baş kaldırmasın diye piyasaya
sürülmüş bir türdür acılı arabesk.
Eski iki katlı evimizde ablamla kaldığım odada Ferdi Tayfur posteri asılıydı, anımsıyorum. Hatta eğer hafızam beni yanıltmıyorsa, o ev apartman furyası zamanında yıkılırken riske girip yıkıntılar arasından o posteri çıkarmıştı ve yeni eve de asmıştı ablam.
Türkiye’nin genetik kodlarıyla oynandığı dönemler… Şahane türkülerimizin yerini alan “acılı arabesk” ile yavaş yavaş sancılı bir topluma dönüştürüldük. Ezilmişiz, hayat zaten bize gülmemiş, kaderimiz böyleymiş, değiştiremiyoruz madem batsın bu dünya, ben zaten her acının tiryakisi olmuşum ile kabulleniş…
Acılı arabesk sonrasında biraz daha yumuşatılmış piyanist şantör döneminden etkilendim ben. Lise yıllarımda ablamların yeni favorisi olan Ümit Besen’i severdim. Ruhumun arabesk kodları Ümit Besen’e daha yatkındı demek ki. Neyse ki üniversiteye İzmir’e gittiğim yıl Zülfü Livaneli, Yeni Türkü, Grup Yorum ve o zamanlar “özgün müzik” denilen tür ve elbette türküler girdi hayatıma da, arabesk yolculuğum piyanist şantörlerle sınırlı kaldı ve çabuk bitti.
Hatta burnumuz öyle havadaydı ki o
zamanlar; Ahmet Kaya’yı arabesk söylediği için sevmezdik. O derece nefret ederdik arabeskten ve tınılarından... Şanslıymışım diyorum.
Eğer o arabesk furyasına kapılıp gitseydim ne düştüğümde ayağa kalkabilir ne hayatıma
yön verebilir ne de bugünkü kişiliğime kavuşabilirdim.
Hâlâ şaşkınım; dün hayatımda ilk kez bir yazıma Ferdi Tayfur Şarkısı ekledim ve Ferdi Tayfur aynı gün öldü…Bu da kayıtlara böyle geçsin sevgili günlük.
Her ne kadar bende bir izi olmasa da ruhu huzur bulsun Ferdi Tayfur’un… Sevenlerine baş sağlığı diliyorum...
Evet bence de psişik insanlar gerçek ve sen de öylesin. Benim de bir rüyam aynen çıkmıştı çok şaşırmıştım. Basit...çok basit bir şeydi ama aynen yaşadım. Şaşkın kaldım hatta kız kardeşim de şahit oldu çünkü rüyamı ona da anlatmıştım.
YanıtlaSilArabesk müzik bana hiç hitap etmediği için pek bilmem Ferdi Tayfur'u ve şarkılarını sadece isim olarak çok duydum tabii ki.... bu dünya kimseye kalmıyor; huzur içinde uyusun.
Bana böyle psişik şeyler hep olur, en çok da en dar zamanımda gerçekleşen mucizelere bayılırım. Hayat gerçekten de bilmediğimiz pek çok ayrıntıyla dolu, bazen sadece akışa kendini bırakmak yetebiliyor mucizeleri yaşamak için...
SilArabesk müzik dediğim gibi sadece lise çağlarında kısa bir süre Ümit Besen ile sınırlı bir şekilde etkiledi beni, ablalarım dinlediği için olabilir. Üniversite hayatım o yüzden en büyük şansımdır diyebilirim.
Ferdi Tayfur da seksenli yıllardan gelen bir simge, huzurla uyusun dediğiniz gibi... 🌺
Ne güzel bir yazı olmuş, arabesk kültür bu ülkenin topraklarındaki doğal kaynaklar gibi her dönem bir şekilde fışkırıyor, benim gibi sevmeyenler de var gizli gizli dinleyenler de veya tam o kültürün içine doğup başka türlüsünü bilmeyen de. Ferdi Tayfur Orhan Gencebay İbrahim Tatlıses gibi isimler ne müzik zevkime ne dünya görüşüme hiç bir yerden dokunamayan kişiler. Sanatçı bile olduklarını düşünmüyorum ama bir çok kişiye dokundukları da bir gerçek, kendince başarılı oldular. Sen ablandan etkilenmişsin ben de babamdan etkilenerek çocukluğumu Zülfü Livaneli dinleyerek geçirdim. Bence yaşayan en değerli sanatçı ve düşünce adamlarından. Kalemine sağlık, keyifle okudum.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, beğenmenize sevindim 🥰 Evet, arabesk müzik Zülfü Livaneli'nin de sık sık söylediği gibi bir sanat türü bile değil aslında. İnsanların ruhunu sömüren, onu çaresizlik sarmalına iten... İçinde umut barındırmayan, acılı, ağdalı tam da yaratılmak istenen yeni düzene uygun... Ama sizin de dediğiniz gibi bazı insanlar maalesef böyle bir ortama doğuyor, iletişimin tavan yaptığı çağımızda bile bir türlü dönüşemiyor. Bazıları da ruhen karamsar olduğu için bu tür müzikleri seviyor. Sonuçta çok güzel ifade ettiğiniz gibi bir şekilde bir kaynaktan değişik formlarda da olsa arabesk fışkırıyor maalesef. Eski aranjmanlar, arabesk öncesi şarkılar nasıl da umutludur oysa. Türkülerimizdeki hüzün çok daha bizdendir, arabesk gibi sonradan türetilen yapay bir form değildir.
SilLivaneli gibi bir aydınla aynı dönemde yaşadığımız için gerçekten de çok şanslıyız.
Sevgilerimle... 🌺🥰
bende otuzumdan sonra hayran olmuştum ona.bir hafta önce gassal dizisini izlerken bir takıldım içim yanar yanar diye geziyordum,senin hesap dün bloga yazı girerken akşama kadar bende Ferdi şarkısı çaldım Allah rahmet eylesin.arabesk ve ona benzeyen rapi seviyorum bende içeride bir yerlerin temizlenmesine yarıyor anlatması zor ama sürekli dinlemem bir kafası var gelirse tamamdır
YanıtlaSilDemek ki sizin de psişik bir gününüzmüş dün. Ben dediğim gibi hiç sevmedim Ferdi Tayfur'u, dün o seçtiğim şarkıyı da aslında biraz ironi olsun, tezatlık olsun diye eklemiştim.
SilHayat işte, ruhu huzur bulsun ne diyelim...
Sevgilerimle 🌺🥰
Ben de hiç sevmedim bu şarkıları. Sadece bir ara Ferdi Özbeğen dinlerdim. Ama bu ağlak şarkılara dayanamazdım. Allah rahmet eylesin. Hülya
YanıtlaSilDemek birbirimize benziyoruz, Ferdi Özbeğen de daha hafifti aynı Ümit Besen gibi :)
SilArabesk dinlememekle kendimize çok büyük iyilik yapmışız, şu anda çok farklı kişiler olabilirdik.
Sevgilerimle 🌺🥰
Merhabalar.
YanıtlaSilÖnce milyonların sevgilisi olan ve 79 yaşında vefat eden arabeskin ustası Ferdi Tayfur'a Cenab-ı Hakk'tan rahmet, sevenleri ve yakınlarına sabr-ı cemil ve başsağlığı dilerim.
Ben de arabesk müziği sevmem. Ferdici değilim. Ama, her yerde şarkılarıyla karşılaşırdım.
Huzur içinde uyusun, makamı ali, mekanı cennet olsun.
Selam ve saygılarımla.
Hoş geldiniz Recep Bey,
SilSizin de belirttiğiniz gibi sevmesek de eğer milyonların sevgisini kazanmışsa bize düşen ruhuna dua etmek olur. Ben dün ilk defa bir şarkısını biraz da şaka olsun diye bloga eklemiştim. Denk geldi vefatıyla...
Selam ve saygılarımla.
Denk gelmiş diyelim Ferdi Tayfur un ölümü üzücü bir durum keşke Ferdi Tayfur yaşasaydı denk gelmeseydi.
YanıtlaSilEvet denk geldi, keşke dediğiniz gibi olsaydı. Hayat işte, hep bilinmezlerle şaşırtıyor bizleri...
SilMekanı cennet olsun. Öyle denk gelmiş... Hayat bu ne zaman ne olacağı belli olmuyor.
YanıtlaSilEvet, enteresan bir denk geliş oldu. Hayat da böyle bir şey... Allah rahmet eylesin demek düşer bize de
Sil