1 Şubat 2024 Perşembe

Ağaç Ev Sohbetleri - #232 / Her Şey İnternet Üzerinden, Bu İyi Bir Şey mi?


Sevgili Deep’in organize ettiği Ağaç Ev Sohbetleri 232. sayısında tekrar beraberiz. Bu haftanın konusu yine sevgili arkadaşımız Deep’den geldi. Kendisine teşekkür etmek isterim; harika bir konu seçmiş. Bakalım ne kadar kısa yazabileceğim…

"Alışveriş, iş, iletişim, her şey internet üzerinden, artık yüz yüze kavramı kalmadı. Bu iyi bir şey mi?”

 

İnterneti sevenlerdenim. Söylemesi ayıp Kitap Yurdu aboneliğim 2001’de başlamıştı. İşyerindeki arkadaşlarım "ya dolandırılırsan" diyordu da ben aldırmadan zevkle kitap siparişi veriyordum o zamanlar. İnternetten para nasıl kazanılır diye bundan 11 sene önce meraklanmıştım. Daha remote çalışma diye bir şey yaygınlaşmamıştı. Ne kadar heyecan vericiydi; yüzünü görmediğim, sesini duymadığım ODTÜ’lü gençler Ankara’dan Trello diye bir uygulamayla online içerik konularını açıklıyordu. Biz de ekrandan sürükleyerek o içeriklere talip olup yazıyor ve paramızı online olarak kazanıyorduk. Çağ atlamışız gibi gelirdi bana o zamanlar. Hoş sonra her şey çok hızlandı, yapay zekâ aldı başını gidiyor. Bugün deli paralar kazanıyor insanlar internet aracılığıyla. Ama ben de en azından kendi çapımda yaklaşık üç sene evde yazı yazarak para kazanmıştım o zamanlar; pek de bilinmezken bu işler. Gayet de keyifliydi. Blog mesela, internetin en güzel nimetlerinden.

Ama bu demek değildir ki internet ile beraber hayatımızda daha çok görünür olan yapay zekâ gelişiminden ürkmüyorum. Veri kirliliği mi dersin, manipülasyonlar mı dersin…

Bu konuda çok şey yazabilirim ama şöyle başlayayım:

Bence evinizde Meydan Larousse, Hayat Ansiklopedisi, Ana Britannica gibi ansiklopediler varsa gözünüz gibi bakın onlara, tozlarını falan alın. Zira ileride lazım olabilir! Google var ya, ne gerek var diyeceksiniz. Geçmiş olsun sevgili dostlar. Şimdiden internet,  ChatGPT, Bard gibi yapay zekâ modellerinin ürettiği içeriklerle dolmaya başladı. En çok bu gelişme beni ürkütüyor. İçerik işleriyle ilgilendiğim için olayı yakından takip etmeye çalışıyorum. İsterseniz komplo teorisi diyebilirsiniz ama anlatayım bakalım bana hak verecek misiniz?

Evet yapay zekâ şahane şeyler yapıyor. Bir konu hakkında yazı yazmasını istiyorsun mesela, sana dakikalar içinde cevap veriyor; ama bazen çok da güzel uyduruyor! Bard ile bunu defalarca denedim.  Örnek vereyim; Beybi Plastik için içerik üretiyordum geçen aylarda; Bard’dan yardım istedim. Bana firmanın 1975 yılında kurulduğunu yazmış. Kontrol etmek için resmi web sitesine baktığımda 1949’da kurulduğunu gördüm. 

Tabii insanmış gibi konuşabiliyoruz ya Bard ile, “Sen bu bilgiyi nereden aldın, web sitesinde 1949 yazıyor, kaynaklarını göster” diye hafiften çemkirdim kendisine. 


Bakın neler yazmış! Tam bir politikacı gibi lafı evirmiş çevirmiş ve kendini savunmuş. İnternette farklı bilgiler varmış da falanmış filanmış. Hayır ben sorgulamasam ve olduğu gibi Bard’ın yazdığını alsam – ki bunu asla yapmam, kopya olur- neyse işte birisi olduğu gibi bu yazıyı alsa rezil olacak!  Bir de en sonunda söylediği şeye bakar mısınız. 1949 yılında kurulduğuna göre demek ki diyor, köklü bir şirket diyor. Anlayacağınız pişkin bir politikacı gibi uyduruk yazısını şahane bir şekilde de savunabiliyor.

Evet konu başlığı bulmada, diyalog yazmada, hikâye anlatmada gerçekten her geçen gün gelişiyor ama canlı canlı örneğinde gördüğünüz gibi yalan söylemede de maşallah insandan farkı yok. Evet mutlaka kendini geliştirecektir; ama şimdiden binlerce böyle içerik ile doldu bile internet, geçmiş olsun.

 Şaka bir yana işte en büyük kaygı bu bence. Yapay zekânın ürettiği içerikler şimdiden internette yayılmaya başladı. Peki biz internetteki bilgiye nasıl güveneceğiz bir süre sonra? Belki de içerik dedektifliği diye bir iş çıkacak; ya da veri doğrulama merkezi... Ben bu konuyu cidden çok ürkütücü buluyorum.

Tabii ki bunu Bard’a da sordum. Bakın ne demiş canım Bard:



Gördüğünüz gibi Bard bile kendine güvenmiyor, "kötü insanların eline geçmemem lazım" diyor. "Benim içeriklerimi insan editörler kontrol ediyor" diyor.  Atma Bard ya! Kim bu editörler! Nasıl yani, şimdi benim sorduğum şeylere verdiğin yanıtı birileri mi kontrol ediyor! Seni bence bizim politika dünyasına alalım, çok eğleniriz. 

Aslında bu örneklediğim gelişmeler 1984 kitabında "tarihin yeniden yazılması distopyasının" teknolojik olarak mümkün olması gibi bir şey.

Evet kullanmayalım demiyorum, elbette yapay zekânın nimetlerinden faydalanalım. Ama hayatımıza mükemmellik getireceğini de düşünmeyelim bence.

Yaşadığın Ülkeye Bak, Yapay Zekaya Güven


Efendim malumunuz, işsizlikten gezi bloglarına taktım ne zamandır. E bari gezemiyorum, yaşayanları görüp hayal kuralım hesabı.  Norveç’te yaşayan bir aile anlatıyordu. Markette kasiyer yok! Sen ürünün barkodunu okutuyorsun, ödemeni yapıp çıkıyorsun. Bizde de var böyle kasalar marketlerde ama etrafta güvenlikçiler dolaşıyor. Onların markette insan yok! Bu derece güven inşa edilmiş. Bizde böyle bir şey mümkün olabilir mi? Hiç sanmıyorum.

 Şimdi bunu neden anlatıyorum? Bu yapay zekânın nimetlerinden çok üçkağıt kısmına ilgi gösterir bizim millet. Düşünsenize anneniz ya da en sevdiğiniz arkadaşınız sizi Whatsapp’dan görüntülü arıyor. Telefonu açıyorsunuz, konuşuyorsunuz. Karşınızdaki kişi sesiyle görüntüsüyle tanıdığınızı sandığınız kişi. Sizden acil para istiyor. Göndermez misiniz? Ama işte geçmiş olsun, çünkü yapay zekâ sayesinde dolandırıldınız! Çünkü yapay zekâ artık sesi de taklit ediyor, görüntüyü de taklit ediyor. Alın size yapay zekâ sayesinde Zeki Müren’den 100. Yıl Parla marşı! Nağmeler, yorum aynı sanat güneşi gibi değil mi? Evet görüntü biraz olmamış ama gelişiyor bu işler her geçen gün.

 


 Yapay Zekâ İşleri Yapacak Biz de Hobilerimizle Uğraşacağız?

 Evet yapay zekâ işleri yapacak, biz de bize kalan boş zamanlarda hobilerimizle uğraşacağız diyor bazıları ya gülüp geçiyorum. Bizim ülkede olmaz bu işler. Neden mi? Halihazırda az gelişmiş ülkeler köle gibi çalışıyor, çok gelişmiş ülkeler hobileriyle uğraşmıyor mu zaten? Türkiye’de günde 12 saat, haftada 6 gün çalışan tekstil işçilerine bak; bir de Avrupa’da pek çok ülkede haftada 4 güne indirilmeye çalışılan sürelere bak.

Yapay zekânın ele geçirdiği işler yüzünden bizim gibi ülkelerde artsa artsa işsizlik artar. Çevirmenler, haftada 190 dakikalık dizi senaryosu yazan senaristler, ürün tanımı yazan içerik üreticileri, Seo uzmanları, veri analistleri, yazılımcılar, lojistik işçileri ilk aklıma gelenler. Geçenlerde bir lojistik deposunda robotu gördüm. Boyu da uzun, koliyi en üst raftan tek eliyle  pehlivan gibi kaldırıp indiriyor. Bizim taşımacı Ahmet’ten ne kadar verimli olduğunu siz düşünün artık.

Arabesk bir yaklaşım olacak ama, yapay zekânın yaptığı işler sayesinde ancak zengin ülkeler, ya da bizim gibi fakir ülkelerin zengin kodamanları hobileri ile uğraşabilir hale gelir.  Coğrafya kader mi bilemem ama, bizim gibi ülkelerde yapay zekâ ile ancak bir politikacının ağzından manipülatif şeyler söyletilip halk galeyana getirilir.

Komplo Teorisi O Kadar Çok ki!
 

Daha dün  burada okudum. Örneğin diyelim ki 2050 yılından sonra kötü amaçlı çalışması için programlanan bir yapay zekâ modeli var. 2050’ye kadar gayet güzel çalışıyor ve dünya çapında milyonlarca kullanıcı tarafından benimseniyor. O tarih gelince sistemi bir anda duruyor. Eğer bu uygulama hayati önemdeyse tehlikenin boyutunu düşünebiliyor musunuz? Bir anda bütün gps’lerin bozulması, ne bileyim savunma sanayinin göçmesi, kalp pillerinin çalışmaması, internetin çökmesi gibi pek çok şey geliyor insanın aklına.

En çok da internetin çökmesi! Düşünsenize Trendyol mesela, milyon dolarlık şirket gidip mağaza mı açacak dünyanın bir yerinde? Yaz yaz bitmez.

Son Söz

Resmen çenem açıldı, çok sevdim konuyu. Muhtemelen yine yazarım. Diyeceğim o ki; yapay zekâ benim çok ilgimi çekiyor; olabildiğince gelişmeleri takip etmeye çalışıyorum. Ama bir o kadar da komplo teorilerini takip ediyorum. Göreceğiz bakalım neler olacak!


En insanî sevgilerimle efenim, çav bella…(bella ciao)

 


 

20 yorum :

  1. Ben interneti sevenlerdenim. Sizin yazınızdaki yaklaşımınız beni bir miktar şaşırttı. Olumlu yönlerini ele alırsınız diye düşünmüştüm. Ancak dediğiniz şeylere de katılıyorum. Yapay zekanın becerileri pek fazla olsa da insan endişelenmeden de duramıyor.
    Bard'ın politikacı yanı güldürdü:)
    Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de interneti sevenlerdenim diye başladım yazıma dikkat ederseniz. Son zamanlarda yapay zekâdaki gelişmeler ile çok fazla haşır neşir olduğum için ister istemez kaygılarım öne çıktı yazıda. Ama öyle, bu hızla gelişmeye devam eden yapay zekâ yanlış ellerde felaket demektir.
      Bard benim kanka bu aralar :) Sevgiler, teşekkürler🌺🥰

      Sil
  2. Yapay Zeka ile ilgili bu yaz söyleşi dinledim, oradaki AI konusunda uzmanlaşmış Prof. "biz bunları tartışmayı çoktan geçtik, AI heryerde ve durdurulamaz boyutta, tüm algımızı, bilgimizi ve düşünce sistemimizi değiştirecek noktaya gelmesine sadece birkaç sene var ve bu önüne geçilebilecek bir yerde değil artık, dolayısıyla bunu kabullenip devam etmemiz lazım" diyince, ben de bir tırsmadım değil... Aklıma matrixteki gibi bir makinaya bağlanmamız geldi, hatta dese ki mesela AI bize "gel tüm hafızanı bana yükle ve ben seni hayatının en mutlu olduğun dönemine döndüreyim ve hep orada yaşa". Kabul etmeyecek çıkar mı sence? Ruhumuzu satarız bence böyle bir imkan olsa :))) Ama sonra şunu düşündüm, amaaağn ne korkuyorum, insanlığın geldiği nokta bu ve evrimin bir sonraki ayağı AI olacaksa bunun önüne geçmemiz ne kadar mantıklı, sonuçta günün birinde biz ve tüm medeniyetimiz bir "dinazorlar dönemi" olacak.. Kabullen ve kalan zamanın keyfini çıkart, neyse ki ortayaşlarımdayım. Biraz yavrular için korkuyorum ama onlar da zaten ayrı bir dünyadalar artık, sanırım onlar "gerçeküstücülük" konusunda bizim kadar hassas değiller, bilgiyle statü sağlamak belki de bizim dönemimize özgü bir kavram, şimdiki gençler daha anlık ve hafif yaşama taraftarı... Bilemiyorum ama korkmuyorum, kabullendim ben :)) Kendi küçük dünyamda dediğin gibi kitapların ansiklopedilerin tozunu alarak yaşarım....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar güzel anlatmışsınız ki, altına imza atarım :) Gelişmeler ne olursa olsun biz kitaplarımızdan vazgeçmez, son AI bükücü olarak dinozor hayatımızdan vazgeçmeyiz :) Ama çok şanslıyız, iki dönemi de gördük, aramızda uyum sağlayabilenler melez kafa yapısında :) Katkınız için teşekkürler, sevgiler 🥰🌺

      Sil
  3. İlk kullanmaya başladığımda fark ettim bilgilerin yanlış olduğunu. Uyduruyor yapay zeka. O günden sonra bir daha ondan bilgi sormadım. Google’dan devam aramaya.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hâla soruyorum, ama güvenmiyorum :) Bu daha başlangıç ve zararsız, içerikler biriktikçe durum daha da kötü olacak bence. Google'da index alan içerikleri yapay zeka üretmiş olacak ve biz Google'a da güvenemeyeceğiz. Bakalım bakalım neler olacak

      Sil
  4. Ben bunların hiçbirini görmüyor, görsem de ilgilenmiyor, kafa yormuyor ve gayet güzel yaşıyorum:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizi tebrik ediyorum, zaten yazılarınızda o dinginlik ve güzel yaşam kendini belli ediyor. Ben bilgisayar dünyasından, yapay zekâdan uzak duramıyorum. Distopik filmleri de çok severim zaten. Twitter'da yapay zeka gelişmelerini takip ediyorum, ne bileyim Bard'ı ilk çıktığı günden beri zevkle kullanıyorum, bazı gelişmeler de ürkütücü geliyor tabii. Ama teknolojiden ne kadar uzak kalınırsa o kadar huzurlu olunacağına kesinlikle katılıyorum :) Sevgiler 🌺🥰

      Sil
  5. ivit avrupada insansız oteller marketler var :) bizim ülkede henüz yatay zeka var yani yat tembellik yap kolay para kazanma hayali kur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adamlar trende bilet kontrolünü rastgele yapıyorlar. Geçenlerde bizim bir youtuber biletsiz girdi trene, utanmadan çekmiş bir de, sanki örnek olurmuş gibi! Bilete ne gerek var der gibi! Hollandaydı yanılmıyorsam. Sanırım orada yaşayan arkadaşı da "adamlar kontrol etmiyor oğlum" dedi... Ben izlerken utandım... Vizyon bu kadar, yapay zeka bu adamların eline geçse gerisini sen düşün... 🤑

      Sil
  6. Artık pek çok işimizi internetten daha kolay halledebildiğimiz için iyi olan yönleri var tabii ki. Fakat insanlar arasındaki yüz yüze iletişimi ve etkileşimi de azalttığı kesin. Umarım iyi insanların elinde iyi işler için kullanılan bir şey olarak kalır yapay zeka.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bundan çok değil 20 sene öncesine göre hayatımız gerçekten çok daha kolay artık. Bence esas soru şu; peki bizler 20 sene öncesine göre daha çok refah içinde miyiz, daha mı mutluyuz?
      Sevgiler 🌺🥰

      Sil
  7. Belirttiğiniz üzere sizin Bard kurnaz bir politikacı. Şunun sebebi şudur, şu şudur demiyor da lâf ebeliği yapıyor. Yazınızı okuduktan sonra Mösyö Bard'a şu basit soruyu sordum!
    "Yirmi yıldan fazla ülkeyi yöneten bir siyasi parti halkına ne zulüm yaparsa yapsın hâlâ seçim kazanabiliyorsa o ülkenin insanı nasıl bir zekâ yapısına sahiptir?"
    Aziz Nesin'in cevabını beklerken uzun uzun lâfı geveleyip sonunda verdiği cevaba bakın.
    "Bu duruma katkıda bulunan faktörleri ve halkın zekâ yapısını tam olarak anlamak için daha fazla araştırma ve analiz yapılması gerekir."
    Yahu ne analiz istiyorsun daha, öldük, bittik sen karar verene kadar. Ülkemizde mevcut iktidara oy verenlerinkiyle Barn'ın zekâ düzeyi arasında pek fark yok gibi en azından şimdilik, ileride ne olur bilemem:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)) Yapay zekâ da nabza göre şerbet veriyor. Aslında çok akıllı! Daha yeni yeni ortaya çıkmışken; sansür, mahkeme şu bu, uğraşmak istemiyor tabii ki :) Ah Bard bizden öğreneceğin çok şey var :))

      Sil
  8. Samimi yazınızı keyifle, düşünerek okudum. Aurayı hep arayacağız bence. İnternete aura yüklenmediği sürece internet öncesi hayat alışkanlıklarını tamamen bırakamayacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz için teşekkürler. İnternete aura yüklenirse zaten başka bir dünyada yaşarız, mümkün mü, neden olmasın, sevgiler 🌺

      Sil
  9. ama ama komikli aşk hikayemi okudun maaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya çok özür dilerim Deep, dün hiç bi şeye bakamadım, hemen geliyorum.

      Sil
  10. Yanıtlar
    1. Canım Deep, affet seni ihmal etmiş gibi oldum, yettim garii, geliyoree :)

      Sil