Yıllardır alışkanlığımdır, çalışırken eğer işten geç gelmediysem; çalışmazken de saatine göre ayarlama yaparak akşam haberlerini izlerim. Dijital çağda hâlâ mı dediğinizi duyar gibiyim, evet hâlâ akşam haberlerini tv’den izleme alışkanlığım var. Epeydir Now Tv’de Selçuk Tepeli’nin haberlerini izliyordum; dün akşam büyük bir aydınlanmayla bu kötülüğü artık kendime yapmamaya karar verdim!
Evet, “Sesdeş” kanallardan tek
perdede yapılan yayınları duymak istemiyorum, bünye farklılık arıyor. Ama sanırım
daha da farklısını bulmam lazım. Selçuk Tepeli iyi okullardan mezun olmuş, çok
bilgili, çok dil bilen biri olabilir; bir diyeceğim yok. Ama öyle bir stres yüklüyor
ki izleyiciye! Ben şahsen dün kendi kendime “Manyak mısın bu haberleri dinleyip
kendine eziyet ediyorsun?” dedim.
İlk başladığı zamanlarda kibarlığı, kitaplardan alıntılar yapması ve bilgisi ile gerçekten de göz dolduruyordu. Ama özgüven patlaması mı yaşıyor bilmiyorum, artık sadece anksiyete yüklüyor bünyelere.
Dün fark ettim ki, Selçuk Tepeli izlerken kalbim daha hızlı çarpıyor, geriliyorum ve mutsuz oluyorum. Kendime bu işkenceyi niye yapayım? Amaçları insanları sinir edip toplumu daha da germek; bizler de af edersiniz koyun gibi bunların gazına geliyoruz…
Niye ya? Now Tv çok mu düşünüyor sanki sizi beni! Dertleri reyting rekorları kırıp daha çok kazanmak değil mi? Bizi çok düşünselerdi, yani kendilerine para kazandıran izleyiciyi düşünselerdi yeni yıl gecesi beş kuruş harcayıp iyi kötü özel bir program yaparlardı değil mi? Ne yaptılar? Bir dizinin yüzüncü tekrarını verdiler yeni yıl gecesi!
O halde ben de kendimde eleştirme hakkı görüyorum…
Her akşam güya haber anlatmak
adına bize negatif enerji yüklüyorsunuz Sayın Tepeli!
Tamam ülke gündeminin kendisi kötü de birisi televizyondan gözlerini kısıp sinirli sinirli soluyarak ;
“Bütün
bunların zararı sizedir. Bu paralar sizin cebinizden çıkıyor. Daha bunlar iyi
günleriniz…”
gibi şeyler söylerse insan anksiyete bozukluğu yaşamaz mı?
Sayın Tepeli’ye sormak isterdim “Sizin cebinizden, sizin hakkınız…” falan diyor da kendisini nerede konumlandırıyor acaba? “Siz” yerine “biz” dese, mesela “bu yanlışlıkların cezasını biz çekiyoruz” dese belki bu kadar kızmazdım kendisine…
Halktan yanaysan dilin de söylemin de halktan
yana olacak! Öyle kendini kenara çekip “Siz daha da kötü olacaksınız, berbat
şeyler yaşıyorsunuz…” falan derse birisi “Bir dakika ya, bu adamın amacı ne?”
diye ister istemez düşünür insan…
Ah be dostlar, bütün bunlar hep
manipülasyon… Elbette “Siz daha kötü olacaksınız!” diyecek günümüzün haber sunucusu! Onun
görevi millete gaz vermek! Haber saati bitince ortalamanın kim bilir kaç katı
aldığı maaşla hayatına geri dönecek; canı çok sıkılırsa atlayıp Fransa’da orada
burada gezecek, olmadı çiftliğinde toprakla uğraşıp stres atacak…
Kibrinden bahsetmiyorum bile… Televizyona çıkanlarda neden böyle kibir oluşuyor acaba? Eskinin habercileri, spikerleri böyle miydi, ne kadar mütevazı ve kibar insanlardı!
Selçuk Tepeli belli ki muhalefeti
de beğenmiyor, hatta küçümsüyor… Laf arasında bir şeyler geveliyor, tavrı
tamamen şu:
“Böyle muhalefet de yapılmaz, ben
en iyisini en doğrusunu biliyorum da neyse işte…”
Yani kendini sıkışmış hisseden, Sayın Tepeli'nin sinirle söylediği şeyleri iliklerine kadar yaşayan sıradan muhalif
vatandaşa şu mesajı veriyor alttan alta:
“Hiç şansınız yok. İktidar
böyleyse muhalefet de zaten şöyle…”
Eee, ne yapsın sıradan vatandaş Sayın Tepeli? Kime güvensin, size mi güvensin?
Bu tarz habercilerin yaptıkları şey aslında çöpleri sokağa
yaymak! "Bakın" diyorlar; "Sizin mahallede bu kadar çöp var! Siz çöp içinde
yaşıyorsunuz” diyorlar. Kendileri başka mahallede yaşıyor çünkü!
Eskiden ana haber bültenlerini asla
duygu katmadan, pırıl pırıl bir Türkçe ile sunan, aldığı nefesi mikrofona yansıtmayan, diksiyon eğitimi almış; ayakta oradan oraya gezinmeden,
el kol işareti yapmadan, medeni medeni oturarak işini "olması gerektiği gibi yapan" spikerler vardı. Haberlere
spikerin “duygusunu, yorumunu” ekleme modası çıkınca, her şeyin de tadı kaçtı
bence. Aslında toplumdaki kutuplaşmanın eseri bütün bunlar.
Bir de eskiden ana haber bülteni bitince
hava durumu, ardından spor haberleri sunulurdu; kültür sanata da mutlaka yer
verilirdi.
Şimdilerde amaç, kanal muhalifse sadece berbat şeyleri anlatmak… Değilse de her şeyin ne kadar "tıkırında" gittiği yalanını empoze etmek...
Madem Now Tv’den açtık örnek vereyim. Saat 19:35’e kadar haberleri veriyorlar, sonraki 15 dakika ise sadece üçüncü sayfa haberleri yer alıyor bültenlerinde. Saçma sapan şeyler; ama duygusu mutlaka kötü olacak! Şiddet, bunalım, olmadı kaza haberleri... Hatta bazen ülkemizden böyle haber bulamazlarsa Amerika’dan falan sıradan bir kaza haberi bulup veriyorlar. Neden? Bu ülkenin insanları mutsuzluktan anksiyete geçirsin diye mi? Bence tam da bunun için; çünkü oradan para kazanıyorlar!
Tamam kötü şeyler yaşanıyor olabilir de bu ülkede
mesela hiç mi sergi açılmıyor, hiç mi konser verilmiyor, hiç mi güzel şeyler
olmuyor kültür adına sanat adına?
Demem o ki sevgili dostlar; bugünden itibaren Selçuk Tepeli ve benzeri anksiyete yükleyen, manipülatör habercileri izlemeyeceğim!
Varsa akşamları izleyeceğim şöyle
sakin, yalansız dolansız, yansız, sesdeş olmayan bir kanal ve haber spikeri öneriniz, çok memnun olurum.
Stressiz, huzurlu bir gün
dilerim efenim,
Sevgilerimle 🌺