22 Mayıs 2019 Çarşamba

Lviv Gezi Hikayem -10 / Lviv’de Opera Keyfi

Bugün 7 Nisan, lviv'de 3. gecemiz. Akşam saat 18:00’de operete biletimiz var. Evimizin konumu harika olduğu için on dakikada Opera Binası’nın önüne geliyoruz. Sanki Kadıköy’deyiz de evden çıkıp Süreyya Operası’na gidiyormuşuz gibi. Demek insanın ruhundaki sanata eğilim, kalacağı yere de etki ediyormuş! Ne çıkarım ama, gördüğünüz üzere yine uçuşlardayım. Lviv Opera Binası Şehir akın akın Opera’ya geliyor. Yani ılık bir pazar akşamı alternatif pek çok şey yapmak varken, insanlar opera izlemeyi tercih ediyor. Rynok Meydanı cıvıl cıvıl. Sanatla coşuyor...
Devamını Oku

16 Mayıs 2019 Perşembe

Lviv Gezi Hikayem -9 / Lviv’de 2. Gün / Market ve Kahvaltı

Bugün 07.04.2019 Pazar.  Lviv'de ikinci günümüz. Açıkçası sabah sabah tatlı yemek içimizden gelmiyor. Biraz da üşengeçlik var.  Alternatif düşünmek lazım. Dışarıya çıkmadan, evde yayıla yayıla kahvaltı etmenin bir yolu olmalı. Gelirken sıcak suda çözülen iki tane çorba atmıştım çantama. Bir de küçük ponçikler vardı. Havaalanında atıştırmak için mahallemizin pastahanesinden almıştım ya, işte onların bir kısmı duruyor. Üstelik hala tazeler. İçleri boş, tuzlu; pufidik pufidik hem de. Menü gözümde canlanıyor, tam da istediğim şey bu!  Suyu...
Devamını Oku

7 Mayıs 2019 Salı

George Orwell 1984 kitabı ile mide krampları!

Bazı kitaplar vardır, ismi aklınızın bir köşesine kazınmıştır, okuma listenizin ilk başlarında yıllarca durur da nedense bir türlü okuyamazsınız ya! George Orwell'ın 1984 kitabı da öyleydi benim için. 1944 yılında yazdığı Hayvan Çiftliği kitabını soluksuz okumuştum, hem okumuş hem de iktidar denilen kavramdan nefret etmiştim. Bu kitap da öyle, okurken iktidar denilen kavramdan, içinde bu hırsı taşıyanların hepsinden yine nefret ettim...  Çünkü yazar, 1948 yılının penceresinden bakarak 1984 yılındaki baskıcı rejimi kurgularken, değindiği ayrıntılarla...
Devamını Oku

4 Mayıs 2019 Cumartesi

Lviv Gezi Hikayem -8 / Avlular, Sokaklar ve Opera Bileti

Bugün şehirde ilk günümüz. Öğlene doğru dışarıya çıkıyoruz. Hava biraz bulutlu, ama soğuk değil. Kahvaltı için bilinen bir kafeye gidiyoruz. Kahve ve vişneli krep alıyorum. Aslında tam krep de değil bu. İncecik çıtır hamurun içine meyve jöleli, reçel gibi nefis bir dolgu malzemesi koymuşlar. Sebzeli tuzlu dolgu malzemeleri de var, farklı tatlılar da var. İçeriğini tam bilemediğim tuzlulara hiç bakmıyorum. Kafe sakin, yan salona geçiyoruz. Rende ampul Küçük ama çok sevimli bir yer burası. Bildiğimiz mutfak rendesinin içine ampul koyup duvar aydınlatması...
Devamını Oku