11 Mayıs 2025 Pazar

Teyzeler Anne Yarısıdır Aldatmacası...

Şimdi size anneler günü için bir soru sormak istiyorum.

Teyze anne yarısı mıdır?

Gelin bu kabul görmüş ama sorgulanmamış hassas konuya parmak basalım birlikte, ama dürüstçe…

Bizim toplumumuzda hep böyle söylenir; teyze anne yarısıdır denir. Ben de eskiden böyle düşünüyordum…

Ama artık buna inandığım söylenemez. Ha çok samimi olanlar vardır, birbirlerini çok seven teyze yeğenler vardır ayrı. Ama mesela şöyle düşünelim. Bir anne çocuğunun onaylamadığı bir şey söylese o çocuk annesini siler mi? Silmez… Peki teyzesini siler mi? Silme ihtimali yüksektir.

İstisnalar kaideyi bozmaz diyeceksiniz; bence dememek lazım bence. Genel kabullerin ardına sığınıp da istatistiklerde kendilerine yer bulmayan gerçekleri niye göz ardı edelim ki…

Mesela deprem olsa çocuk önce kimi arar? Annesini arar değil mi, dur annemin yarısı da teyzemdi diyen kaç duygusal kişi vardır şu dünyada? Teyzeler, sözüm meclisten dışarı, kurtarılacak kişiler sıralamasında kaçıncı önceliklidir? Ben söyleyeyim; anne, baba, kardeş, öbür kardeş, eş, çocuk, öbür çocuk… Yani kurtarılacaklar listesinde aile için zurnanın son deliğidir teyzeler; hatta belediye yeğenlerden önce koşturabilir bir derdi olduğunda teyzelerin… Yalan mı? “Teyzeyim, yeğenlerim var, yardımıma koşarlar” diye kendini güvende hissedenler büyük yanılgı içindedir bence. Zaten sevdiğimiz insanlardan böyle şeyler beklemek de sanırım biraz feodallikten gelir. Modern toplumlarda bireyler yalnızdır ve kendilerinden sorumludur... 

Konuya dönecek olursak; mesela bir yeğen, eşi ile anlaşmıyor diye annesini siler mi? Çok zor, en azından gizli gizli görüşür annesiyle. Ama teyzesini direkt yok sayabilir eşini üzmemek için. Bu da teyzelik müessesesinin önemsizliğine örnektir. Elbette doğrusu da budur, çünkü çekirdek aile çok önemlidir. Teyzesini yok sayan yeğenleri asla ama asla kınamıyorum. Zira hayatım boyunca kendi teyzelerimle en ufacık bir bağ kurmuşluğum da yoktur… Bu işler gönülden gelirse anlamlıdır, sevgi yoksa kurulan iletişimde  zaten kandırılçılık olur. 

Şimdi bana “katısın, saçmaladın, antisosyal yaratıksın, duygusuzsun, bencilsin… ” gibi şeyler diyecek olanlar vardır ama içimden geçeni söyleyeyim:

Teyzeler, dayılar, şunlar bunlar aslında hepsi dış kapının mandallarıdır! Evet, öyledir; en azından benim için...İçlerinden bazıları iyi insan oldukları için sevilir, diğerlerine de toplum ayıplamasın, ailede kavga çıkmasın diye seviyormuş gibi davranılır. 

Yani yineliyorum; kimse kimsenin annesinin yarısı değildir ve anne yarısı muamelesi görmeyi hak etmez! Sadece hak edenlere sevgi gösterilir, gerisi “mış gibi yapmak”tır…

Peki kınıyor muyum?  Yine söylüyorum; ASLA!

Bence teyze anne yarısı falan değil, hatta bazen yangında üstüne daha da ateş atılacak, bunu hal eden biri bile olabilir. Çünkü teyzeler sevilecek diye bir kaide yoktur. Ama çok çok cani falan olmadığı sürece anneler hep affedilir, sevilir.

Aslında akrabalık denilen şey de büyük bir aldatmacadır! Kimse kimseyi içtenlikle sevmez; en yakınların birbirlerini düşmanlaştırması bir küçücük kırmızı çizgiye bakar…

Kırmızı çizgiyi aşan kişi ister teyze olsun, ister baba olsun, ister akrabadan öte dost olsun; anında düşmanlaştırılabilir. Sadece anneler hariç tutulur kırmızı çizgilerden.

Yani konuyu nerelere getirdim, bağlayayım; anneler gününde “teyze anne yarısıdır” diye düşünüp kutlama falan beklemeyin sayın teyzeler… Acıdır ya da değildir, hissiyatınızı bilemem; ama gerçek budur. Eğer hak ediyorsanız, yani o yeğenler sizi sevmeye değer görüyorsa zaten her gün bunu gösterir, hissettirir. Özel günlere ihtiyaç yoktur. Ama siz onların gözünde sevilmeye layık değilseniz, anneler gününde öyle kös kös oturup sevgi beklersiniz. Bence beklemeyin; gerçeklere dönün, hatta kendinizi sevmenin yollarını arayın… Kendinizden kimsenin size göstermediği şefkati ve hoşgörüyü eksik etmeyin…

Ha, anneler gününde aranmayan teyzeler de kendilerine dönüp bir baksınlar; muhtemelen sevgiyi hak etmediklerini gösteren pek çok yanlışları vardır… Kalan mı terk etmiştir, giden mi sorunsalına benzer bir durumdur bu...

O yüzden; özel günler anlamsızdır, çok da şey etmemek lazım… Bırakırsınız Oruç Arıoba'nın dediği gibi, evet bırakırsınız ve biraz da yağmur yağar.... 

22 yorum :

  1. Oooo çok üzüldüm böyle hissetmene, çünkü çok samimi söylüyorum, teyzelerim anne yarım benim :) hatta laf aramızda, biri beni ananemle büyüttüğü için bazen annemin de önüne geçer annem duymasın :)))) Zaten "anne yarısı" deniyor "anneye eş" denmiyor, elbette anne yeri farklıdır aynen kuzenlerden de "kardeş" olmayacağı gibi..
    Sabah ikisine de anne yarımmm anneler günün kutlu olsun diye mesaj attım ve aradım ve inan ki çok içten hissediyorum bu bağı. Bence de bazı akrabalar akbaba :)) Fakat bence bu "kim kime ne kadar emek verirse, o da ona o kadar sevgi ve bağlılık duyuyor" gerçeği ile örtüşüyor. Elbette benim de sevmediğim akrabalarım var ve görüşmüyorum onlarla ama çocukluktan itibaren bana emek vermiş olan sevdiklerime de sevgimi göstermeye özen gösteriyorum.
    Bir de sanırım nerede çokluk orada .. :)))) Bende toplam akraba sayısı: anne baba, 2 teyze, 1 enişte, 2 kuzen olunca yani sağdan say 7, soldan say 7, e onlara da özen gösteriyorum. Ama sanırım 15-20 akrabam olsa dediğin gibi, insan da çeşit çeşit, çekilmezdi doğru... Hem kalabalık hem de çok iyi geçinen akrabalar var mıdır acaba, hep merak etmişimdir...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teyzem anne yarım diyen çok insan var, ama bazılarına da böyle hissedecek ortam olmuyor. Siz şanslıymışsın Sevgili C 😊
      Bu sabahki mesajınıza kimbilir ne kadar sevinmiştir teyzeleriniz, ama emin olun öyle bir mesaj almayan pek çok da teyze var aynı benim dediğim gibi😊 emek konusuna kesinlikle katılıyorum, emek verilmeyen ilişkilerde ne sevgi ne de bağlılık oluşur. Ama işte bir de emeklerin heba olması durumu da var. Nasıl ki evlilik ilişkilerinde ne kadar emek verilse de bir yerden sonra insanlar boşanıyor, bu da öyle bir şey… Yani ben eminim küçükken çok sevdiği, büyüyene kadar sevgisini gösterdiği halde yeğenlerinin dediğim kırmızı çizgileri nedeniyle ötelenen ve yok sayılan bir çok teyze, hala vs vardır. Aslında atalarımızın da dediği gibi akacak kan damarda durmuyor. Eğer ilişkiler biterse bitiyor ve anne yarısı denilen teyzeler de anne yarısı olmadıklarını yıllar sonra anlayabiliyor.
      Nerde çokluk konusunda kesinlikle hemfikirim 😊) Çok kalabalık olup iyi geçinen benim bildiğim filmlerdeki İtalyan aileleri var, onlar da kırk yılın başı üzüm bağlarının ortasında bir masa kurup şen şakrak şarap içip dağılıyorlardır 😊Belki de ilişkilerin çok sıkı fıkı olmaması herkes için en iyi çözümdür 😊) Köksüz hissetmek belki de özgürlüktür 😊
      Sevgiler, özlemişim blogdan böyle güzel mesajlar almayı, arayı çok açtım, en kısa zamanda size de ziyarete geleceğim 🥰🙏🏼💐

      Sil
    2. Anladım ve şimdi düştü jeton, hatırladım birşeyler.. O teyzelere de sıkıca sarılalım senle ben ;) Yıllar sonra anlaşılır bazı hatalar ama kırılan kalpler bilmem tamir olur mu.... En güzeli dostluklar, kan bağıyla değil gönül bağıyla kurulan ilişkiler <3

      Sil
    3. Evet sarılalım birlikte 🫂🤗🫂En güzel olan dediğiniz gibi gönülden olan ilişkiler, hoşgörü, anlayış ve içtenlik... Gerisi hepsi boş; unvanlar, akrabalıklar hatta ebeveynler bile yalan... Sevgilerimle çok çok 🌸💐🥰🫶🏼

      Sil
  2. Ben sözü hep yetişkin tarafından algiladım yani teyze anne yarısı demek çocuğa fazlaca emek ve sevgi vermek demek, çocuğu bağlayan bir cümle değildir gibi gibi :)

    hoş , ben halayım, ki yavrucuklarımın üzerine sahiden anne yarısı oldum, inkar da etmez kimse , teyzeleri bile ...yani ana yarıları sıfatını bir tek teyzeye vermek adil değil :)

    Sevgi veren sevgi görür .Sadece akrabalık değil tüm insani ilişkilerde böyle, bu da başka mevzu.

    Anneler gününde kutlama bekleyen teyze (ya da hala:) ) de bana garip geliyor.


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bu da bir bakış açısı, ama bence emek ve sevgi karşılıklı olmalı 😊 Bu sadece teyzelik ilişkisinde değil bence evlat çocuk ilişkisinde de böyle. Yani ben tek taraflı sorumluluk yüklemenin adil olmadığını düşünüyorum.
      Evet, bence de anne yarısı olarak teyzeler kabul görüyorsa halalar da kabul görmeli.
      Sevgi veren sevgi görür mü, işte o konuda benim kafamda soru işaretleri var😊
      Kendini anne yarısı gibi gören birileri, anne yarısı günü kutlanırsa bence mutlu olur; belki de hala ve teyzeler günü ayrıca kutlansa daha iyi olabilir; ama dediğim gibi bu işler gönülden gelirse anlamlı; görev savmak için yapılacaksa hiç yapılmasın 😊

      Sil
  3. Teyzesine göre değişir, teyzesine bağlı yani. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, hem teyzeye hem de yeğene bağlı :) Sizin senaryolarda vardır belki böyle tipler :)

      Sil
  4. Ahh canım evde yazar, sana bu cümleleri yazdıran hissiyatlarından sarıldım sana... Ben akrabalarla oldukça mesafeli bir ilişkiye sahibim. Teyzemlerle de samimi bir ilişkim olamadı maalesef. Ama vakti zamanında çok yakın hissettiğim, öz ablam gibi gördüğüm kişiler oldu. Onlarla da bir noktada yollarımız ayrıldı ya da mesafelenmeyi karşılıklı tercih ettik diyelim. Böyle geçmişteki güzel anlara bakınca insan bazen hüzünleniyor ama bazı bağların sürmemesi uzun vadede daha iyidir belki de...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür Sevgili Annabell…💖 Benzer süreçlerden geçmişiz, benim de teyzelerimle hiçbir bağım olamadı, elbette bunun pek çok sebebi var. Aslında akrabalardan uzak olmayı kendim tercih etmemin sebebi de onlardan yansıyan bir sevgi göremeyişim olabilir. Dayı mesela, bende hiç karşılığı yok bu sözcüğün. :) Şimdi karşılaşsak sanki dünyanın en iyi dayı yeğen ilişkisi bizde gibi iyi davranır, hikayeler anlatır, ama işte bu karşılaşınca yapılan sevgi gösterilerinin sahte olduğunu herkes bilir :)) Zararı olmadı ama faydasını da hiç görmedim, buna da şükretmek lazım belki de, toplumda ne acayip ilişkiler var evlerden ırak... Ve evet, böyle bir noktaya geliyorsa insanlar, mutlaka vardır bir sebebi demek lazım.🤷🏼‍♀️
      Sevgilerimle…💐🌸💖

      Sil
  5. Ayh açılın ben doktorum!Şimdi ünvandan bağımsız (teyze,hala,amca,dayı)Kimse kan bağın var diye sevgiyi haketmiyor ama çocukken bunların defosunu görecek kabiliyetimiz olmadığı için bir süre mesai harcıyoruz.Güzel bir tweet vardı "çocukken babanın ailesinden büyüyünce annenin ailesinden nefret edersin" diye.Kaynanası ve yandaşları ile problem yaşayan Türk anası ihtimal değildir ki çocukların baba tarafına sempati duymasına izin versin.Twette dendiği gibi annenin bir şekilde hayatımızda tutmaya and içtiği kendi tarafınında ergenlikle beraber ne menen şeyler olduğunu anlayıveririz.Ha burada iyiler ve iyi tahammül edebilen ailelerin oluşturduğu türlerde vardır,bunlarda dediğin gibi henüz vermedikleri sınavların galibidir değerlendirme dışıdır.Kan bağı çokta önemli değildir ama sen anneyi çok merkezlemişsin,ben tam tersi babasını merkeze almış çok kız çocuğu tanıdım.kendimde uzun yıllar öyleydim şimdi bilemiyorum.Zira geçtiğimiz yıllarda hayalimdeki ve reeldeki farkların çok canımı yakması ve uzman tavsiyesi ile yaşayan ama duygusal düzlemde yaşamayan ebeveynin cenazesini kaldırdım içimde.Geldiğim noktada anne baba olmanın çokta kutsal birşey olduğunu düşünmüyorum.Çıkarsız menfaatsiz sevgiler belki ütopik ama bence kutsal olan o,zira bir çocuğun anne babasına duyduğu şey böyledir ama çoğu anne babanın o çocukla bile tatmin edeceği bir duygusal hesabı vardır

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen size kocaman bir yer açıyorum, doktorlara hürmetimiz bakidir 😊 Kesinlikle haklısınız, kişi kan bağı olduğu için sevgiyi hak etmez. Bunda sizinle yüzde yüz hemfikirim. Çocukken bazı akrabalara sinir olsak da idare ediyorduk, etmek zorundaydık; ya da söylediğiniz gibi defolarını görmediğimiz için emek harcıyorduk. “Yaşayan ama duygusal düzlemde yaşamayan ebeveynin içinde cenazesini kaldırmak” gerçekten de zor ama insanın ruh sağlığı için olması gereken bir hamle. Zaten uzman tavsiyesi de bunu gösteriyor. Hesapta varmış gibi olup aslında çocuğuna maddi manevi hiçbir katkısı olmayan, sevgi bile göstermeyen ebeveynlerle iletişimi kesmek belki de hak ettikleri bir şeydir… Çocuğu kendi geleceğinin güvencesi gibi görmek, zaten başlı başlı başına yanlış bir yaklaşım…
      Olayın başka bir boyutu ise annelerin çocuklarını yönlendirmeleri. Haklısınız ülkemizde kaynanasını sevmeyen pek çok kadın, çocuklarının baba tarafına sempati duymasına da izin vermiyor. Çok yakın geçmişte benzer bir olaya şahit oldum. Gencecik bir kadının çocuğunu nasıl “sadece kendi ait bir meta gibi” gibi sahiplendiğine ve kaynanasından, çocuğun halasından falan ne kadar uzak tuttuğuna şahit oldum. Hatta çocuk kendi babası ile bile sınırlı iletişim halindeydi… Demem o ki bu tip kadınlar aşırı bencillikleriyle ana baba olmanın çok da kutsal bir şey olmadığının canlı göstergeleri.
      Bu yazıyı yazarken düşündüm de, hayatta ne büyük yanılgılar var, ve bizler bu yanılgılar yüzünden ne büyük sınavlar vermek zorunda kalıyoruz….
      Yorumunuz için teşekkür ederim, sevgilerimle… 🌸🥰🌼

      Sil
  6. Aslında sadece teyze ile değil tüm akrabalarda bence menfaat ilişkisi var. Bu sadece akraba değil arkadaş komşu hepsiyle. Zamanında çok emek verdiğim akrabalık arkadaşlık ilişkilerinden zarar gördüğüm için şimdi kimsem yok diyebilirim mutlumuyum bazen üzüldüğüm yalnızlık hissettiğim oluyor yalan yok ama böyle iyi. Hülya

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Sevgili Hülya Hanım,
      Benzer şeyler düşünüyoruz. Benim dediğim "kırmızı çizgiler" aslında tam da bunu anlatıyor. Kırmızı çizgiye dokunduğunuz an bütün ilişkiler birden dönüşebiliyor. Hepimizin başına geliyor, emek verip de çöp olan ilişkiler... Ben de çevresi çok kalabalık biri değilim; hatta çok güçlü sandığım bazı ilişkilerin sudan sebeplerle yıkılmasına şahit olup afallamış da biriyim. Ama işte hayat böyle bir şey... Hangi rüzgarın nereden geldiği maalesef belli olmuyor. Bizi ayakta tutan şey ise en güçlü rüzgarlara karşı bile kendi ayaklarımızın üzerinde dimdik kalmayı başarabilmek sanırım... Sevgilerimle 💖🌸💐

      Sil
  7. Teyzem yok ama olsaydı da annem gibi hissetmezdim büyük ihtimalle, akrabalarla mesafe koymak huzur getirir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akrabalardan uzak olmak huzur getiri konusuna kesinlikle katılıyorum. İçlerinden kendi seçtiklerimizle istersek arkadaş olabiliriz :)

      Sil
  8. Çok içten ve samimiyetle söylüyorum ki bahsi geçen karakterlerden bizde olanların hepsini sevdim ben, şu an o kadrodan sağ kalan iki yengem ve bir halam var. Ve sağ oldukları dönemde tüm büyüklerimin bana çok katkıları olmuştur; kitap, plaklar, sinema, tiyatro, konser ve benzeri, sosyal hayata dair ne varsa gelişimim onların her birinin etkisi ve katkısıyla olmuştur. Ailenin ilk doğan ve en büyük çocuğu olarak bu tavırları bana model olmuş, aynı tavrı ben de benden sonraki kuşaklar yaşatmışımdır. Geniş ailemle gurur duyarım ve şu an benden küçük olanlara aynı yaklaşımla devam ederim. Bir kez daha biz özelinde altını çizersem, iyi ki bu ailenin çocuklarıyız der başka da bi şey demeyiz. Küslük nedir bilmeden büyüdük biz. Hâlâ da öyleyiz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok şanslısınız, demek ki coğrafya minimal anlamda da kader oluyor:) Huzurunuz ve sevginiz daim olsun Sevgili Buraneros 🥰🌸💐

      Sil
  9. yeğenlere kızmışsın kırılmışsın gibi bişi olmuş gibii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle değil Sevgili Deeptone'cuğum, bu sadece toplumsal bir gözlemin bendeki etkisi :)🌸🥰

      Sil
  10. Bir tane teyzem var severim ama anne yarımdır diyemem. Akrabalık hakkında bende de öyle çok bir bağ yoktur. Çekirdek ailem o kadar. Gerisi ayrı gayrı. Düğünde cenazede görüşülen ki bazen onda bile biraraya gelinmiyor artık, zamanımızda. Kardeşlik bile yeri geliyor ne hallere girebiliyor da teyze nasıl anne yarısı olsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Değil mi ama, kardeşlik bile ne hale gelebiliyor; o yüzden bence de aslolan kan bağı değil, gönülden gelen gerçek sevgidir. 💐🥰

      Sil