“Her şey çok güzel, hayatım ne
kadar da güzel!” derken hoop bir şey olur, acılar içinde kıvranırken
bulabilirsin kendini! Bir şeyleri yanlış
yapmışsındır, hayat sana “Bir dakika hemşerim, azıcık frene bas!” demek istiyordur.
“Sınırlarını zorlama!” diyordur.
Öylece kalakalırsın.
Belki de hayatı incitmişsindir,
olamaz mı? Belki onun da ruhu vardır?
Ya da ne bileyim, senin “Her şey
çok güzel” demelerine en yakınındakiler bile hasetle baktıkları için, nazar de,
kötü enerji de, bir şey de, ne dersen de onu değdiriyorlardır, olamaz mı?
Aslında kimseyle hiçbir şey
paylaşmamak lazım.
Devir çekememezlik ve kötücül duygular
devri.
Bu aralar böyle mistik şeyler
düşünür oldum canım blog. Belki de bana “manyak” demektesin. Her zamanki halim olduğunu bal gibi bildiğin halde! Ama böyle hissediyorum
şu iki gündür, içime düştüm be dostum. Ya da ne bileyim; içim bana düştü de ne
olduğunu algılayamaz oldum.
Fiziksel acı çekmek insana neler
yaptırıyor bir bilsen!
Hele bir de her sorununu kendi
kendine çözmeye alışmışsan, öyle gerektiğine inandırmışsan kendini, hele ki yoksa yanında yörende candan insanların veya
uzaklaştırmışsan hepsini!
Başlarsın timüs bezlerini dövmeye!
Ve kendi içindeki meleklerden
yardım istersin.
“Bugün dünden daha iyiyim, bugün
dünden daha sağlıklıyım, bugün dünden daha mutluyum” diye kendi kendini motive
edecek meditasyon şarkıları söylersin. Kendini inandırmaktan başka ne gelir elden!
Şimdi şaşırıyorsun bu
söylediklerime be dostum!
“Hani dalga geçmelerin?” “Nerede
üstten bakan esprilerin?” diyorsun!
Eh be, canım be, insanım ben de
be!
Bir de içime düşmüşüm ki, sorma
gitsin!
Kendi kendime kendimi aşmaya
çabalıyorum hep.
Demem o ki, fiziksel acılarla cezalandırıyorsa
eğer hayat seni, nerede hata yaptığını gör diyedir, öyledir, böyledir.
Bütün bu anlattıklarım da fasa
fiso değildir; kişisel gelişim şeysi de değildir; tecrübenin ta kendisidir,
YAŞAMIN DİBİDİR!
Hayatımın bir aşamasına kadar " Kendi işlerini hiç kimseden yardım beklemeden kendisi yapan, gücü yetmiyorsa da o işi yapmayı bırakan" kişiydim. Ne zor bi seçim! Yalnızlaştıran bir seçim olduğunu fark edemiyor insan. Bir süredir "yardım isteyebilme" Üzerine çalışıyorum. Bir şey değişti mi dersen, ehh işte. Huy kolay kolay değişmiyor :)) Ama öneririm. Bu arada çokkk geçmiş olsun. :)
YanıtlaSilBenziyoruz bu konuda. Ama galiba benim adım atma gibi bir niyetim yok. Evet huy geçmiyor 😊 Bizler “Aman ayaklarımın üzerinde durayım, aman özgür kalayım” diye yetişen bir nesiliz. Şimdilerde biraz da ülkede esen rüzgârların da etkisiyle yaklaşım farklı
SilBu arada çokkk teşekkür ederim, sevgiler 😊
Geçti geçti...
YanıtlaSilTeşekkür ederim, cansın...
Silhımms geçmiş olsun yaaa :) neyse ki seçim stresin bitti :)
YanıtlaSilTeşekkürler, evet seçim stresi, külledik onu :)
SilBöyle şeyler (nazar, batıl inanç vs) de inandıkça güçleniyor o nedenle ben sal gitsin, denk gelmiştir prensibini benimsedim :) Geçmiş olsun ❤️🩹
YanıtlaSilÇok nazara falan inanmaktan değil ama, durup düşündüğümde, bu kadar tesadüfün bir araya gelmesi sadece kötü enerji ile olabilir gibi geldi. Evet bence de sal gitsin doğru mantık. Teşekkür ederim, sevgiler :)
SilNazara zaman zaman inanırım. Misalen o an başıma gelen şey için mantıklı gelirse inanırım yok mantıklı gelmezse ne alakası var ya diyebilirim. Duygu durumu tutarlı bir insan olduğumu iddia etmiyorum. :D
YanıtlaSilNasıl da kendime benzettim bu anlattıklarınızı :) İnsanız makine değiliz ki, bazen olay şeyleri bir nedene dayandırmak içimizi rahatlatıyorsa, abartılı takıntılarımız ve kuruntularımız yoksa neden olmasın; değil mi ama :)
SilHayat yalnız başına sırtlanılmayacak kadar zor. Sizin için kaygılanan insanları uzaklaştırmasanız keşke. Geçmeyen dert yok. Sadece zaman 🙏
YanıtlaSilİstemeyi deneseniz, sevdiklerinizle hafiflemeyi seçseniz, daha iyi hissedebilirsiniz belki. Sevgiyle, muhabbetle 🌸
Teşekkürler, sevgiyle ve muhabbetle 🎊☘️🌼
Sil