20 Nisan 2014 Pazar

Freelance işlerde piyasayı kimler kırıyor?


Evde çalışan insanlara “ucuz iş gücü” muamelesi yapılması, freelancer çalışmanın bir tercih değil de bir mecburiyet olarak algılanıp “iş bulamadığı için evde çalışıyor, demek ki paraya ihtiyacı çok; ne versem kabul eder” mantığı ile yaklaşılması, home-office çalışma biçiminin ülkemizde henüz yeterince kabul görmediğinin bir göstergesi diye düşünüyorum.

Aslında bu konuda söylenecek o kadar çok şey var ki..

İşsiz insan çok olunca freelance  işlerin fiyatları dipte elbette!

Tüik tarafından açıklanan Aralık 2013 işsizlik rakamlarına baktım, yine %10 civarında. Şahsen ben buna inanmıyorum. Üniversitedeyken iş hukuku hocam istatistikler bikini gibidir, her şeyi gösterir ama asıl merak edilen yerler gizlenir” demişti. Bu cümleye çok gülmüştük o zamanlar ama beynimizde de bir şekilde yer etmiş işte..
Yani demem o ki, %10 diye bir işsizlik rakamı bana asla ve asla inandırıcı gelmiyor. Çıkın mesai saatinde mesela Bahariye Caddesi'ne ve bir bakın etrafınıza, kalabalıktan adım atamazsınız! Üniversiteden yeni mezun olmuş yakınlarınızı bir düşünün, kpss sınavı için dershane kapılarını aşındıran çoğunluğa bir bakın.. Yani yok öyle %10 filan, insanın gözü inanmalı her şeyden önce..
Konuyu dağıtmayalım, bu işsiz arkadaşların çoğu, iş aramaktan bunaldıklarında evden para kazanma derdine düşüyor. Neyse yetenekleri, mesela çeviri, mesela içerik yazma, mesela veri tabanı yönetme gibi konularda iş kapmaya uğraşıyorlar çeşitli platformlarda. “İşi ben almalıyım” mücadelesi başlıyor sonrasında. Aslında iş dünyasında temel var olma içgüdüsü de diyebiliriz buna. 
Nasılsa işsizim, bu  geçici sürede  ne kazansam kârdır” mantığı ile yaklaşıyorlar olaya. Böyle yaparak, tercihlerini evde çalışmaktan yana kullananlara karşı haksız bir rekabeti de körüklüyorlar maalesef. Zaten “ucuza iş kapatıcılar” hep tetikte olduğu için emek sömürüsü korkunç boyutlara ulaşıyor. Kıran kırana pazarlıklar yapılmıyor bile.. İş yaptırıcılar, ucuz alternatiflerin farkında oldukları için zaten çoğu zaman isteseniz de pazarlık yapamıyorsunuz, sonrasında ise doğal olarak bu rezillikten kaçıp kurtulmak istiyorsunuz. Ben mesela üç kuruşun hesabını yapanlardan çok sıkıldım. 
Eskiden amele pazarları olurmuş ya, belki halâ da vardır. Şimdilerde ise nitelikli elemanların emeklerinin alınıp satıldığı internet ortamları var. Sömürü aynı sömürü, mantalite aynı mantalite, değişen bir şey pek yok aslında; sadece kapitalizm daha da vahşileşti!

emege saygi


Şark kurnazları yine devrede!

Bilirsiniz Kemal Sunal'lı, Şener Şen'li seksenli yılların filmlerini. Şark kurnazı tabir ettiğimiz şahısların hedef kitlesi o dönemlerde ünlü bir türkücü olmak isteyen saftirik vatandaşlardı. Onlara hitaben uyduruk ilanlarla “şarkı yarışması” düzenlerler,  yarışmaya katılım paralarını toplayıp insanların umudunu çalarak bir süre sonra ortadan kaybolurlardı.

İşte eski filmlerdeki şark kurnazları çağa uyum sağladılar. Baktılar ki internetten herkes para kazanıyor, onlar niye kazanmasındı değil mi ama! Hemen pratik zekâları(!) çalışmaya başladı. Birilerinin sırtından internet ortamında nasıl para kazanılırın hesabını yapmaya başladılar. 

Ev hanımları, öğrenciler günde iki saat makale yazarak ayda 3000 TL kazanabilirsiniz”

gibi gerçek dışı sloganlarla girdiler işe. Önce bir web sitesi kurdular, kendilerini nasıl lanse ettilerse artık, Seo firmalarıyla anlaştılar. Mesela 10 liraya aldıkları makale işini evde para kazanmak isteyen kişilere 1 TL ya pas etmeye başladılar. Kan ter içinde yazı yazan kişi 1 lira kazanacağı için sevinirken bu kurnazlar 10 liranın tamamını  cebe indirme derdine düştüler.
"Ödeme talep etmek için 50 liralık yazı yazın” gibi kurallar koydular akıllarınca. E tahmin edeceğiniz üzere ödeme yapmadılar, sudan sebeplerle ya yazıyı geri çevirdiler, ya da site bir iki ay sonra ortadan kayboldu ve benzer bir adla yeni site açarak dolandırıcılığa devam ettiler. Ben de bu işe ilk başladığımda onlara para kaptıran saftiriklerdendim itiraf edeyim. Birisi deneme diye benden aldığı yazıyı yayınlamıştı ödeme yapmadan, bir diğeri ise cidden profesyonel görünen bir siteydi; çok olmasa da biraz alacağım birikmişti içeride, baktım ki bir sabah site yok olmuş! Sonrasında hepsinden uzaklaştım. Tecrübe gerçekten de yenilen kazıkların toplamıymış, ben en fazla 50-100 lira zararla bu cümlenin anlamını bir kez daha kavrayan şanslılardan sayıyorum kendimi..
O kadar çok ki bu dolandırıcı siteler, yazın Google'a “evde yazarak para kazanmak” diye onlarcasını görürsünüz. İçlerinde UzmanKirala gibi bu işi cidden profesyonelce yapıp, sizi doğru işverenle buluşturma karşılığında küçük komisyonlar alanları, ücretinizi garanti ederek aldıkları komisyonu hak edenleri  elbette ayrı tutuyorum. 
"Diğer düzgün siteler hangileri?" derseniz ise verecek cevabım gerçekten yok.  Deneme yanılma yöntemi ile kendiniz bulacaksınız!
Bu hep böyledir ya, birileri yaratıcıdır, emek verir; diğerleri o emeğin üzerinden alavere dalavere ile 10 kat daha fazla  kazanır, korsan kitapçılar da böyledir mesela..



evde calismak



Herkes uzman oldu!


İnsanın biraz haddini bilmesi, yeteneklerinin sınırlarını görmesi lazım. Diplomayla olmuyor elbette bu, öz eğitim şart..
Kıytırık 1 aylık kursa gidip bilgisi teoriden ibaret olan herkes kendini "fotoşop uzmanı" diye lanse ederse, yazdığı bir sayfalık yazıda 10 tane yazım hatası olmasına rağmen kişi kendini "makale yazarı" olarak lanse ederse, html temel bilgiyi aldıktan sonra kişi kendini "kodlamacı" olarak lanse ederse ortalık ne olur bir düşünün?

İyiyle kötü asla ayırt edilemez, edilemeyince de fiyat pazarlıkları lafta kalır..



Sonuç olarak evden para kazanılmaz demiyorum ben. 
“Evden para kazanmak çok kolay, herkes yapabilir” diyenlere ise “kazın ayağı hiç de öyle değil” demek istiyorum hepsi bu!

Ekmek her yerde aslanın ağzında; kolay para kazanma hayalleri kurmayın boşu boşuna diyor ve çekiliyorum şimdilik..






















28 yorum :

  1. Çoook doğru. Tamamen katılıyorum. Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Keşke doğru olmasaydı bu söylediklerim..

      Sil
    2. Ben insanları çözemiyorum zaten

      Sil
    3. Kim çözebilmiş ki..

      Sil
  2. Senin cok guzel bir anlatimin var, mesela tecrubelerini kendim yasamis gibi hissettirdin bana. Cok dogru paylastigin seyler ama inan bana bircok insan vaad edilen paranin miktarini okuyunca yine deneyecek o uyduruk sirketleri biliyorsun degil mi? Saglikla uzun yasa ve hep yaz sen.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, bu güzel yorum için, sevgiler:)

      Sil
  3. Programları hasbelkader öğrenen, başkalarının çizimleriyle ben tasarım yapıyorum diyen, renk, ışık, perspektif, desen, espas, tipografi vs. vs. hiç bilmeyen ve öğrenmek için kendini yetiştirmek için çalışmayan o kadar çok ben grafikerim diyen kişi var ki.
    Hele bir de ağzı laf yapıp, biraz ticaret, biraz kurnaz esnaflık derken ucube tasarımların dolaştığı, ucuz işlerin göz yoran basitliğini farkediveriyoruz bir anda... Sonra da başlıyoruz bizde böyle hayal gücü yok demeye... Neyse daha çok yazacak şey var da ben grafikle ilgili olanını yazayım dedim. Yazılarınızı okumak büyük zevk iyi akşamlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin meslek açısından da durum söylediğiniz gibi vahim boyutlatrda.. Çok doğru bir noktaya değinmişsiniz, iş bilen değil, kendini iyi pazarlayanlar sarmış piyasayı. Ama emin olun, ilk bilemediniz ikinci işlerinde foyaları mutlaka ortaya çıkacaktır. Ama işte vur-kaç peşinde oldukları için onlar kısa vadede kazanıyorlar ve olan yine profesyonellere oluyor. Bir de işi bilip de kendini pazarlayamıyorlarsa vay hallerine.. Bakın işte bunu dedim ya, şimdi bir kurnaz çıkıp sanal menajerliğe falan soyunacak, en iyisi susayım ben:)
      Sevgiler..

      Sil
  4. evde yazar,tespitler çok yerinde size katılıyorum.Bazı insanlar emek hırsızlığı yaparak para kazandıklarını kendilerine yakıştırabiliyorsa zaten onlara söyleyecek sözüm herşeylerini kaybetmişler olur,onlar en başta samimiyetlerini ve kendilerine olan saygılarını.yitirmişler.Yaptıklarını başarı sanıyor olabilirler ama dünya bir filmse eğer bu filmin konusu samimiyet ve dürüstlükten başka bi şey değil bunu öğrenememek üzere kalplerini mühürlemiştirler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, önce emeğe saygı..
      Anlayana elbette, sevgiler..

      Sil
  5. İlk başlarda bu tür insanlık dışı davranışları gösteren insanların(!) sözlerine maalesef ben de kandım; ama çok şükür ki yüksek miktarda param el altı edilmemişti. Malumunuz öğrencilik de ele geçen cüz'i miktarda para bile insan için oldukça değerli :) Yazmayı sevdiğim için makale yazma pazarına adımımı attım. Bir de tıp öğrencisi olduğum için sağlık alanında makale yazarsam hem kendimi geliştirmiş olurum yazısal alanda, hem yepyeni bilgiler ile bilgi dağarcığımı artırırım, hem de bir cep harçlığı kazanmış olurum diye düşünüyordum. Bu gibi safi duygularla makale yazma sitelerinin kapılarını aşındırdım; ama nerde... Saçma sapan makaleler kabul ediliyor; ama benim o kadar uğraş verip hazırladığım makale kabul edilmiyor. Övünmek amacıyla değil bu söylediğim sadece emeğin sömürülmesini söylemek amacıyla yazıyorum. Sonra öğrendim ki 200 kelimelik bir makale için ben 4 TL gibi bir ücret istemişim; ama o diğer makale sahipleri 1,5 TL istemiş. Tüm reddedilmeler bundanmış.

    Ben de içimde fazla tutmuşum herhalde. Susmak bilmedim :)

    Her şeyin çakmasının olduğu bir yerde emeği sömürmeyen insanları görebilmek temennisiyle :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim katkınız için. Bu şekilde onların yaptıklarını anlatarak bir kişinin gözünü açabilirsek o bile kazançtır; deniz yıldızlarını kurtarmak gibi..
      Sömürünün olmadığı günler umuduyla diyeyim ben de, sevgiler:)

      Sil
  6. Evde yazar/çizer/çalışır olmamama rağmen katıldım söylediklerine... Eminim piyasa bu haldedir, şaşırmadım... Neresi düzgün ki "evde"si düzgün olsun :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deveye sormuşlar hesabı diyorsunuz, ağlanacak hallerdeyiz toplum olarak.. Dediğiniz gibi, iş hayatının ofis/ fabrika kısmı ne kadar bozuksa home-office kısmı da aynen öyle maalesef..
      Ama biz dile getirmeye devam edeceğiz, pes etmek yok..Azıcık düzelmede katkımız olursa ne mutlu:)

      Sil
  7. Merhaba.
    Son cümlenizi çok beğendim ve sonuna kadar da katılıyorum. Artık ülkemizde kolay para kazanmak imkansız, para kazanmak çok çok zor. Sadece evden çalışmak isteyenlerin değil, dışarıda çalışmak isteyenler de aynı sorunları yaşıyor. Söylediğiniz gibi işsizlik arttıkça, istediğiniz ücretler önem kazanıyor. Tecrübeniz ve bilginiz ikinci hatta üçüncü sırada kalıyor.
    Yine çok güzel bir konuya değinmişsiniz, elinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba,
      Eskiden, çok değil 10-15 sene öncesinde özel sektör yıldızdı, yılda %30 zam almak çok normaldi. O zamanlar devlet memurluğu asla tercih edilmezdi. Bakın şimdi, insanlar kpss kapılarında ter döküyor, en azından iş garantisi, en azından yılda %6 zam var!
      Durum gerçekten de içler acısı, dediğiniz gibi tecrübe-bilgi pek umurunda değil artık iş verenlerin, onlar boğaz tokluğuna adam alma derdinde.. 3 dil bilen donanımlı köleler çok nasılsa...
      Çünkü artık üretim toplumu değiliz, çünkü artık ülkemizde fabrika bile kalmadı doğru dürüst.Eskiden tekstile yatırım yapan patronlar bile artık inşaat işine, avm işine girdi. Avm de de nitelikli eleman gerekmiyor biliyorsunuz.. Eskiden para geniş kitlelerce bölüşülebiliyordu, şimdi ise küçük bir azınlığın dünyasına hapsoldu para..
      Sabah sabah kaptırdım gidiyorum ben de, bu aslında geniş bir yazı konusu. Yorumunuzla ilham verdiniz, teşekkürler, sevgiler, bol şans sizinle olsun:)

      Sil
  8. Ne yazık ki anlatıların hepsi doğru. Bu dolandırıcılardan benimde alacaklarım var. :D Şimdi hiç biri yok ortada. Vay be. Hani ben amatör olarak yazıyorum ama yinede kandırılmak insanı kızdırıyor :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence internette para kazanmak isteyen insanların büyük bir çoğunluğu bir şekilde bu dolandırıcıların tuzağına düştü:) Kimileri senin benim gibi emeğinin karşılığını alamadı, kimileri de gomas gibi saçma e-kitaplara paralar yatırdı. Sahi bir ara her yerde gomas reklamı vardı, ne oldu ona, kesin isim değiştirmiştir:)))

      Sil
  9. Freelance çalışmak benim çalışma alanımda, yani mühendislikte oldukça iyi para ediyor. Örneğin Avrupa Birliği ya da KfW finanslı yatırımlarda "Uzman Eğitimci" bulmak çok zor. Çünkü konular Türkiye'ye çok yabancı, veya çok yeni. O nedenle çoğunlukla "expatriate"ler devreye giriyor. Basit bir "Kurumsal Güçlendirme" faaliyeti için çuval yüküyle para alıyorlar. Aynı şekilde bu tip projelere yönetici olmak da son derece sıkıntılı. Türkiye'de, en az 25 yıllık olmak, FIDIC altında benzeri bir kaç proje bitirmek, çok iyi dil bilmek gibi kıstasların tamamını bünyesinde barındıran sınırlı sayıda mühendis olduğu için bu dalda da yurtdışından meslektaşlarım için Türkiye çok cazip finansal koşullarıyla adeta bir cennet... Sizin bahsettiğiniz alan farklı olmakla birlikte freelance olmanın mantığı temelde aynı. Yazınızda ortaya koyduğunuz görüşlere hak vermemek elde değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Türkiye zaten hep birilerine cennet oluyor, keşke kendi vatandaşları da bu fırsatlardan yararlanabilse!
      Teşekkür ederim bu farklı açılımınız için..

      Sil
  10. Yukarıdaki "Adsız" benim. Şimdi anımsadım da belirtmeyi unuttuğum bir husus var ve zaten siz de söz etmişsiniz: "Uzman" geçinen kara cahiller! Hiç unutmuyorum, raporların yığıldığı bir dönemdi ve çeviri için bir "uzman tercüme ofisi" ile anlaşmış, bölge müdürümüz Frank JORDAN da, Türkçeye çevrilmesi gereken iki raporu bu firmaya göndermişti. Sonuç rezalet ötesiydi, bu yüzden tüm tercümeyi tekrar bizler yapmak zorunda kaldık. Ancak bahsetmek istediğim ve Zaytung Tv'ye konu olacak komedi şuydu: Yazının sonunda Frank JORDAN da "İyi huylu Ürdün" olarak çevrilmişti!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten de Zaytung haberi kadar gerçek dışı, ve gülünesi bir durum..
      Cahillerdeki cesaret kimde var ki zaten.. Ki ben bu konuda da bir şeyler karalamıştım bir vakitler, öylesine kımuzdaribimdir ki onlardan..

      http://evdeyazar.blogspot.com.tr/2013/03/cahil-cesaretine-bilimsel-yorum-dunning.html

      Sil
  11. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi az desem ne değişecek ki? Size bırakıyorum kararı...

      Sil
  12. Biz bu şekilde iş yaptıranlara ve emeği sömürenlere ''ölücü'' diyoruz.
    Bu durumu ilk fark ettiğim andan itibaren ''kendi fiyatımı kendim belirlerim'' diyerek özel müşteri peşine düştüm. Ürettiğim içeriklerin kalitesinden sonra zaten belirli bir müşteri pörtföyüm oluştu. Müşterilerim başka müşterilere referans oluyor ve bu şekilde iyi para kazanıyorum.

    İçerik ajansları da ayrı bir elzem durumdur. İnsanları yüksek para kazanma hayaliyle kandırıp emeğin üzerinden para tefeciliği yapıyorlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef çok haklısınız, uyanık olmak ve emek sömürüsüne izin vermemek gerekiyor.

      Sil
  13. Konuyu çok güzel işlemişsiniz,bende makalefreelance ilanı vereceğimiz siteler aramaktaydım,ilgimi sanalisci.com ve projekurdu.com çekti...Bu siteler de tecrübesi olan varsa,paylaşırsa sevinirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler, uzmankirala ile çalıştım daha önce tavsiye ederim. Bu arada yazı ihtiyaçlarınız için eğer isterseniz evdeyazar@gmail.com adresinden bana da ulaşabilirsiniz.

      Sil