11 Eylül 2016 Pazar

Kadehimi küçük kızın pembe kazağının şerefine kaldıracağım!

Dolabı açıp bayramlık giysilerini bir kez daha seyretti küçük kız. Nasıl da güzeldi giyeceği kazağın pembesi öyle... Onların evinde öyle dışarıdan pek giysi alınmazdı. Annesi gazete kağıtlarından hazırladığı patronların üzerine kumaş serer, kendi elleriyle kesip biçip dikerdi dört kardeşin bir örnek giysilerini, kazaklarını elleriyle örerdi bıkmadan usanmadan... Geçen bayram pötikareliydi elbiseleri mesela... Bu bayram kış başlangıcına denk geldiği için bayramlıklar da kışlık olacaktı. Sormuştu annesi;

     -Sana bir sürprizim var güzel kızım, bu bayram sana kazak alacağım. Söyle bakalım ne renk istiyorsun?

     -Ne gerek var ki anneciğim, benim bir çok kazağım var, daha eskitmedim ki onları!

     - Olmaz benim güzel kızım, bayramda yeni giymek adettendir. Pazar paralarından artırdım kenara, size kazak almak için...

Yarın büyük gündü! Pembe kazağını giyecek, aile büyüklerinin ellerini öpecek, verilen harçlıkları hiç harcamayacak, biriktirip kendisine hikaye kitapları alacaktı. Parasını horoz şekerlere vermezdi O! Hem horoz şekerler yalayınca biterdi hemen, oysa hikaye kitapları öyle miydi...

**
Sabah ezanı okunduğunda ayak seslerine uyandı. Onların evinde her bayram böyle tatlı sesler olurdu daha hava aydınlanmadan... Babası, kendisinden bir kaç yaş büyük abisiyle sabah erkenden kalkardı. Abdestlerini alırlar, bayramlık takım elbiselerini giyerek namaza giderlerdi. Anne ve evin kızları ise erkekler namaza gidince hemen kalkar, akşamdan hazırladıkları bayramlıklarını giyip süslenirlerdi. Sonra büyük bir coşkuyla bayram kahvaltısı hazırlanırdı. O sofrada annesinin günler öncesinden pişirdiği bayramlık cevizli baklava da olurdu, kalem gibi ince bayramlık yaprak sarmaları da olurdu, mis gibi tarçın kokan bayramlık çörekler de olurdu! Anne elinden çıkmış çilek reçelleri, kızılcık marmelatları süslerdi kahvaltı sofrasını.

Tam her şeyi hazırlamışlardı ki, patlayan top sesi ile bir telaş aldı ev halkını. Küçük kız sevinçle annesine seslendi:

     -Anneciğim top patladı, birazdan babamlar gelir, saçlarımı ne zaman öreceksin?

Annesi bayramlık döpiyesini giymiş, yanağına hafif allığını sürmüş, bir kraliçe gibi olmuştu. Her bayram hep aynı döpiyesi giyse de çok güzel bir kadındı O. Küçük kızın gözünde bir prensesdi adeta...
*

Küçük kız ve ablaları anneleriyle birlikte dizildi kapının önüne. Heyecandan zilin çalmasını bile bekleyemediler. Açtılar hemen kapıyı. Önce baba girdi eve, sonra da evin erkek çocuğu. Sırayla babalarının elini öptü çocuklar, önceden hazırlanmış harçlıklarını alırken, hepsinin gözleri parlıyordu. Sonra annelerinin ellerini öptüler, mis kokulu mendil hediye etti yine anneleri her bayram olduğu gibi. Kızlara kenarı pembe işlemeli, erkek çocuğa kenarı mavi çizgili; ama hepsi de anne eli kokan, özenle ütülenmş mendillerdi. Hep beraber oturdular bayram sofrasına, dumanı tüten çay bardaklarından sevgi yayılıyordu...

Onlar çaylarını içerken uzaklaştım yanlarından. İçimde tatlı bir hüzün...

Ben mi, çoktan unuttum bayram sofralarının coşkusunu, gittikçe daha da uzaklaşıyorum... Küçük kız bana el sallıyor kahvaltı sofrasından, ben de O'na gülümsüyorum...
Bu akşam yolcuyum güneye doğru... Bir otelde bayramdan uzak, sahteliklerden uzak, yapaylıklardan uzak kalacak ve serin sulara atacağım kendimi. Hafif alkollü kokteylimi, o küçük kızın pembe kazağının şerefine kaldıracağım...

Mutlu bayramlar küçük kız, mutlu bayramlar anne; bak cennette bu sene yalnız değilsin, ablam da geldi yanına...

Mutlu Bayramlar
Görsel kaynaklar: 
 * tudointeressante.com.br
** fancitaste.tumblr.com



15 yorum :

  1. Bayramda öpülecek eller azaldıkça insanı bir hüzün sarıyor. Ben hepsinin birlikte huzurlu ve mutlu olduklarını hayal ediyorum. Bu insanı rahatlatıyor.

    YanıtlaSil
  2. Vay be nerede o eski bayramlar diyesim geldi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalmadı, en azından benim için kalmadı...

      Sil
  3. Malesef böyle işte bu sene henüz yalnız kutluyor bayramını annem
    hayat enerjimi çalıyorlar, ölüm yıl dönümü yaklaştıkça bu tür yazılar beni yaralıyor:(
    İyi bayramlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her şeye rağmen hayat enerjisine sahip çıkmak lazım, her şeye rağmen hayat güzel diyebilmek lazım. Bir şeyler değişse de, değişmeyen güzel şeylere sıkı sıkı sarılmak lazım; mutlu bayramlar...

      Sil
  4. Bayramlar! Ah o eski bayramlar. Çocukken bayramlıklarımızı başucumuza itinayla yerleştirip, sabah erkenden özenle giyerdik. Öpülecek eller vardı, bayramdı. Günden güne azalıyoruz. Her şey gibi bayramlar da anlamını yitiriyor değil mi? Kaleminize, yüreğinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında galiba eski bayramları özlerken saflığı, temizliği, sevgiyi özlüyoruz..

      Sil
  5. Evde Yazar, size ne diyeceğimi bilemiyorum. Blog aleminde ilk tanıdığım, yazılarınızı ilk okuduğum kişisiniz sanırım. Kaleminiz çok güçlü. Harikasınız. Allah başka acı göstermesin. Mutluluğunuz daim olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ne diyeceğimi blemedim, sevgilerimle...

      Sil
  6. Hüzün dolmuş. Yeterince yalnızlık yokmuş gibi... Yine de iyi bayramlar.

    YanıtlaSil
  7. Anneciğim yok bayram yok.
    Harika bir hikaye olmuş. Yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Yüreğine sağlık..güzel bir paylaşım olmuş.gizemligunlere.blogspot.com

    YanıtlaSil