Biz
Kadıköy'lü komşular kendi içimizde devrim gibi bir şey yaptık.
Gitgide yalnızlaşan şehir yaşamında, apartman komşuları
birbirini tanımazken; bizler komşumuz tiyatroya gitmeye başladık!
Evet, belki ütopya gibi geliyor kulağa ama gerçek bu! Herkes kendi
mahallesindeki tiyatroda toplanıyor.
Haftada iki kere buluşuyoruz.
3 saatten 6 saat, az değil! Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz
bile. Dünyadan koparak ruhumuzu besliyoruz, enerji depoluyoruz. Öğreniyoruz, deneyimliyoruz, gülüyoruz, düşünüyoruz,
hep birlikte oyunlar izliyoruz. Yazarlar geliyor, sanat tarihçileri
geliyor. Makyaj ustaları, koreograflar, oyuncular, ışık
teknisyenleri, yönetmenler geliyor buluşmalarımıza. Adına
“tiyatro” denilen şahane dünyanın kapılarını bize aralıyorlar.
Evet komşuluk geleneğine yakışır bir şekilde içimizden
birileri pastalar kekler de yapıp getiriyor tiyatroya. Ders arasında
fuayede şen şakrak çaylarımızı içip keklerimizi yerken “Sen
o oyuna gittin mi, epik tiyatroydu değil mi o, off müthiş bir
performansdı!” şeklinde konuşmalar geçiyor aramızda. Gerçekten abartmıyorum, hayat böyle akıyor şimdilerde bizim
buralarda. Zamanlama şahane...
Düşünsenize,
“Evlilik programı” izleyen herkes tiyatroya gitse!
Kadıköy'de
var olan 62 tiyatro birleşmiş, Kadıköy Tiyatroları Platformu
diye bir oluşum gerçekleştirmiş. Projeler üretmişler, sonra da
gidip bizim ülke çapında meşhur olan Kadıköy Belediyemizin
kapısını çalmışlar. Tiyatroyu mahalledeki komşularla
kaynaştırmak için destek istemişler. Sanatın ve sanatçının
yanında yer almayı seven belediyemiz, elbette bu projeye olumlu
bakmış. Şu anda Kadıköy'ün 15 mahallesindeki 12 tiyatroda
başladı “Benim Komşum Tiyatro” projesi. İlk gruplar 02 Haziran'a kadar
devam edecek ve sonra bu proje halka halka büyüyerek
belki de bütün ülkeye yayılacak! Düşünsenize,“evlilik
programı” izleyen komşuların iyi bir tiyatro izleyicisine
dönüşmesi ne muhteşem bir gelişme olur! Sonrasında her şey kendiliğinden gelir zaten; bence Ay'da koloni bile kurabiliriz!
Neler
öğreniyoruz
Bizler
Benim Komşum Tiyatro katılımcıları olarak öncelikle iyi bir
izleyici olmayı öğreniyoruz. Hayatımızda tiyatro alışkanlığı
oluşuyor. Oyun izlemeyince rahatsız olmaya başladık bile. Eski tabirle “Oyun izlemenin adab-ı
muaşeret kaideleri” ni öğreniyoruz. Yani konuk olarak gittiğimiz
tiyatro salonunda sandalyenin altına sakız yapıştırılmaması
gerektiğinden tutun da, izleyicinin alkışını tutumlu kullanması
gerektiğine kadar ince ince detayları atlamıyoruz. Sahne tozunu
fiziksel anlamda yutuyoruz bir kere. Çünkü buluşmalarımız,
tiyatro sahnelerinde gerçekleşiyor.
Tiyatronun
nereden geldiğini, nereye evrildiğini öğreniyoruz. İki ay
öncesine kadar bilmediğimiz pek çok kavramla tanıştık ve çoğunu
içselleştirdik bile. Herkes sosyal medyada yediğini içtiğini
gezdiğini paylaşırken, bizler de gittiğimiz oyunları paylaşır
olduk. Sosyal medya sayfalarımız bile proje sayesinde dönüşmeye başladı. Proje
katılımcılarının BKT'den önceki paylaşımlarında yer alan
kahvaltı sofrası resimleri yerine profiller şimdilerde tiyatro salonundan
öz çekimlerle doluyor taşıyor. Bu bile devrim değildir de
nedir...
Katarsis'in arınma anlamına geldiğini,
tarihdeki ilk oyuncunun Thespis olduğunu, Stanislavski'nin
oyunculuğu metotlaştıran kişi olduğunu, 3 birlik kuralını,
balonu şişirdikten sonra üfleyerek havada tutma egzersizinin
diyaframı geliştirdiğini, içten dışa oyunculuk tekniğinde
oyuncuların duygu belleklerinden yararlandıklarını, Meyerhold'un
fiziksel tiyatroyu geliştirdiğini, Antik Yunan metinlerinin nasıl
okunması gerektiğini, İtalyan sahne ile meydan sahne arasındaki
farkı, sadece gözlerine bakarak bir insanla iletişim kurmayı, hd
ekran makyajının sinema makyajından farkını...
İki ay geçti
ama ne çok şey öğrenmişiz! Sanat disiplinleri, ekoller,
teknikler, oyunun sahnelenme süreci... Yeni şeyler öğrenmekten
hayatı boyunca haz almış birisi olarak öğrendiklerimin bir kısmını yazarken
bile heyecanlanıyorum.
Neler
izliyoruz
Hani
halk arasında “sana belediye baksın!” diye bir tabir vardır
ya! Hep söylüyorum, kültür sanat ihtiyaçlarım konusunda Kadıköy
Belediyesi bana gerçekten güzel bakıyor sağolsun. Zaten İstanbul'da değil
de neredeyse sadece Kadıköy'de yaşamamın nedeni de budur. Aman
diyeyim nazarlara gelmesin, hep böyle kalsınlar...
Neler
izliyoruz; bir kere bu projenin sürdüğü 4 ay boyunca platforma üye
sahnelerde her ay 4 oyunu ücretsiz izleyebiliyoruz. Onun haricinde
hocalarımızla birlikte toplanıp farklı farklı oyunlara
gidiyoruz, sonra oyun hakkında kritik yapıyoruz. Oyun dedektifi
gibi olduk. "Nerede ne var, hangi oyunlar ücretsiz, hangi oyunlar
indirimli, hangi oyunlar mutlaka izlenmeli" konularında gün geçtikçe her
birimiz uzmanlaşmaya başladık.
Özel teşekkürlerim var
Bu
müthiş projeyi hayata geçiren Kadıköy Tiyatrolar Platformu'na,
Kadıköy Belediyesi'ne, Benim Komşum Tiyatro için emek verenlere, Karma Drama Sahnesi'ne, Kuzguncuk Sanat Tiyatrosu'na; mütevazı
halleri, engin bilgileri, coşkuları ve samimiyetleriyle gönlümde
taht kuran sevgili Damla Özen, Togay Kılıçoğlu ve Nuri Görsev'e
ve tüm oyunculara ve emeği geçen herkese nasıl teşekkür etsem
bilemiyorum...
Sloganımı
atayım gideyim en iyisi;
YAŞASIN
SANAT, YAŞASIN TİYATRO!
#tiyatroiyidir
#tiyatroiyileştirir #haydiherkestiyatroya
Güzel slogan. Yaşasın sanat yaşasın tiyatro. Keyifli bir oluşum olmuş. Emeği geçenlerin ellerine sağlık.
YanıtlaSilEvet slogan güzel, keşke yaygınlaşsa:)
SilProje ise gerçekten şahane, umarım devamı gelir.
Harika bir proje. Ne kadar geliştirici.Okurken İstanbul'da olmadığıma, Kadıköy'de yaşamadığıma nasıl da hayıflandım. Sizleri de katılımınızdan ötürü kutluyorum.
YanıtlaSilBu konuda sık sık yazın lütfen. Uzaktan da olsa biz de haberdar olalım.
Sevgiler.
Bu projenin diğer belediyelere de örnek olacağını düşünüyorum. Dalga dalga yayılırsa ülkemizde sanat adına gerçekten çok önemli bir adım atılmış da olunur.
SilGittiğim oyunları olabldiğince blogda yazmaya çlışıyorum, ama henüz tamamlayamadım :)
İlginizi çekmesi beni de çok mutlu etti, sevgiler .
Hayat size güzel:) Tadını çıkarmaya bakın. Sevgiler...
SilYa demeyin öyle. Bizim de çiçeklenen ağaçlarımız, organik sebzelerimiz yok :)
SilMuhteşem bir proje emeği geçen herkesi kutlarım.Keşke tüm kentlere köylere yayılsa.Harika olur.İnsan ilişkilerinin yeniden canlanması, sohbetlerin gerçek tadı bulması hepsi çok güzel.Aynı zamanda da bir nevi eğitim ve bilgi alışverişiyse tuzu biberi olmuş.
YanıtlaSilKesinlikle muhteşem bir proje. Bunu herkesin yaşamasını çok isterim ve yayılmasını umut ediyorum ben de, sevgiler.
SilÇok güzel yazı, muhteşem başarı tebrikler
YanıtlaSilTeşekkür ederim, sevgiler :)
SilÇok güzel bir etkinlikmiş, bayıldım :)
YanıtlaSilEylül gibi yeni dönem başlar sanırım, takip edin derim :)
SilHarikaaaa
YanıtlaSilEvet, gerçekten de şu karamsar günlere güneş gibi doğan bir proje :)
Sil