Şu
iş hayatı ne kadar da eşitsiz, ne kadar da saçma bir yer, bunca
yıldır çözemedim gitti. Birileri tabiri caizse eşşek gibi
çalışıyor, birileri çalışıyormuş gibi yapıp entrika ile,
yalakalık ile kazanıyor; birileri hiç çalışmayarak çalışanların
sırtından geçiniyor, mesela kaçak elektrik kullanıyor, kaçak
gecekondularda bedava oturuyor. Birileri zaten hırsızlığı alenen
yapıyor, birilerinin sermayesi doğuştan var -ki onları bu yazıya
hiç dahil etmiyorum bile- birileri dolandırıcı, birileri
politikacı... Bunların hepsine bir şey söyleyebilir, hepsiyle
ilgili eleştiriler yapabilirim elbette ama, benim asıl canımı
sıkan bir grup var ki, onlara toleransım hiç yok!
Kim
mi onlar, yapmayıp eleştirenler! O kadar çok ki onlardan, gelin
bir bakalım:
FUTBOL ELEŞTİRMENLERİ
Dünyanın
en ciddi işini yapıyormuş edasıyla takım elbise giyip,
kravatlarını eksik etmeyen; neden olayın özüne uygun eşofman
giymediklerini bir türlü anlayamadığım futbol eleştirmenlerine,
onların yaptığı işe son derece sinir oluyorum. Şöyle bir
araştırma yaptım, bu yorumcuların bazıları futbolculardan daha
çok para kazanıyormuş. Senelik milyon liraları geçen ciddi
rakamlar söz konusuymuş.
Hiç
izlemediğim için bilmiyorum ama denk geldiğimde gördüğüm
kadarıyla bu adamların çoğu futbolcuları yerden yere vuruyor,
neden öyle yapmışmış, o top hiç ofsayta atılır mıymış,
efendim niye koşamamışmış gibi gibi.. Birileri bana kızabilir
ama bu futbol işini sanki Mars'a füze gönderiyormuşcasına
abartıyorlar bence. Olayın zaten özü saçmalık iken bir de bu
eleştirmenler konuşuyor da konuşuyor yüksek perdeden. Evet neden
onlara çok para verildiğini anlıyorum, izleyicileri gaza getirmek
onların görevi, daha çok bilet satılsın diye, daha çok reklam
alınsın diye bir nevi ateşleyici görevi görüyorlar. İyi de bu
kadar yüksek perdeden atıp tutan bu vatandaşlara birisi de çıkıp
“konuşacağına kendin oynasana birader!” demiyor. O çok
konuşan, ahkam kesen adamlardan çok daha iyi futbol eleştirisi
yapan bir sürü boş kişi yok mu kahvehanelerde? Sokakta bir araştırma
yapsanız, çoğunluğun futbol profesörü (!) olduğunu görürsünüz
zaten.
İşte
benim sinir olduğum konu bu, haksızlık yahu!!
GURMELER
Sinir
olduğum meslek gruplarından birisi de bu kendilerine gurme ünvanı
verilen şahsiyetler. Mutfağa girse belki de yumurta bile
kıramayacak kadar beceriksiz olan bu tipler yemeği tadıyor,
olmamış diyor.
Kime
göre olmamış? Gurmeye göre olmamış.
Neden
olmamış? Çünkü gurme en iyisini bilir!
Adam,
yani gurme şahsiyet gidiyor bir restorana, sofra donatılıyor
kendisi için. Her tabaktan bir çatal bir kaşık alıyor, (kalan
yemekler ne oluyor acaba?) hmmm bu fena değil, hım hım hım bu
olmamış, bunun şekeri çok, bunun karamelize olması lazımdı
gibi şeyler söylüyor ve bu yaptığı iş için para alıyor.
Ben
de yaparım, siz de yaparsınız, “hım hım hım bu olmamış”
demek zor değil ki. Hayır tamam bu işi yapmak için de bir bilgi
gerekiyordur falan da emek yok be usta! Yani yemek dediğin şey
makine mi ki "hım hım hım bu karamelize olsun" diyen bir gurmenin
eleştirisiyle düzelecek? O anda aşçı belki dalmıştır, banka
borcunu düşünürken az karamelize etmiştir soğanları, ne
bileyim işte o tencereye tuzu çok koymuştur da bir sonrakinde daha
az koymuştur veya o yemeğe konan domatesin genleri bozuktur.
Demem
o ki, bir yemeği eleştirince ne oluyor? Yani gurmeler olmasa
hayatımızda ne değişecek?
Bu
eleştirip aslında hiçbir iş yapmayanlar kategorisine fabrikalara
danışmanlık satan, basmakalıp danışmanCILARı (!) da eklemek
isterim ki bu konu ayrı bir yazıyı doldurur. Zira çalıştığım
fabrikalara danışmanlık hizmeti verip de biz çalışanlardan
aldıkları bilgileri satarak saftirik patronlara hava
basıp deli gibi para kazananları çok gördüm, bunu da yazarım
bir ara.
ASLOLAN REKLAM!
Fark
ettiyseniz örneklediğim bu 2 meslekte de aslolan şey reklam. Yani yaşadığımız çağda emeğin değeri yok, reklamın
değeri çok!
Bir
futbol eleştirmeni bir futbolcuyu yerden yere vurduğunda o
futbolcunun parasal değeri görece düşüyor!
Bir
sinema eleştirmeni bir filmi övünce o film daha çok satılıyor!
Bir
gurme bir restoranı övünce o restorandaki yağda yumurta bile 50
liraya satılabiliyor!
Olay
bu işte bana göre. Yani kendilerine şunun bunun eleştirmeniyim
sıfatını verenler, aslında vahşi kapitalizmin çarklarına yağ
döken piyon olmanın ötesine geçmedikleri gibi, boş yere
kendilerini de bir şey zannediyorlar.
Komedi
mi trajedi mi siz karar vereceksiniz bu duruma elbette ama, benim için tek doğru
var:
EMEK
KUTSALDIR!
Kalın
sağlıcakla.
o zaman ne yapıyoruz.. yazınıza emeğinize karşılık bir alkış gönderiyoruz ;)
YanıtlaSilanlayana sivrisinek vs..
Ben de emek verip okuduğunuz, yorum yazdığınız, beni sevindirdiğiniz için sizi alkışlıyorum:)
Silbenden acaip gurme olur ama nerdeeeeeeeeee :)))
YanıtlaSilİşte ben bunu hazmedemiyorum, hepimiz gurme olabiliriz,bu adamlara niye para kazanıyor:))
SilKimileri için para kazanmak kolay iken; kimileri için bir o kadar zor. Kimileri sadece vücudunun fiziğiyle-sadece duruşla- milyonları götürürken; kimileri de yerin kaç metre altında karın tokluğun emeğini kazanır.
YanıtlaSilOlayın o boyutu zaten vahim, eşitsizlik korkunç boyutlarda. Keşke, keşke....
SilDüzen böyle. Her zaman bedava para kazanan oldu, oluyor; olacak. :/
YanıtlaSilBen de rahatsızlığımı dile getirmek istedim, bu düzen böyle diye böyle devam edecek değil. Bir gün elbet değişecektir, değişmelidir, umut ediyorum...
Sil:). İnşallah ama öyle olmuyor malesef. Şekli değişir ama kolay para kazanmak her zaman olur. İnsanlık hali. Yani doğal bir üründür aslında bedava kazanabilme. Ama üretimden sonra. Bir nevi değişik bir burjuvazi türü işte..
SilYaptıkları sadece "Riv riv riv" ama parayı onlar götürüyor. Spor pardon futbol açık oturumlarını! TV de gördükçe tüylerim diken diken olması bu yüzden. Program arası uzun reklamlara bile katlanabilirim ama onlara asla katlanamıyorum.
YanıtlaSilBen bu balon mesleklerin gerçek yüzlerinin, içlerinin ne kadar kof olduklarının ortaya çıkmasını hayal ediyorum :)
SilMutlaka kolay para kazanma yollarını seçen olacaktır, ama bari bu kadar övülmesin bu insanlar, bu kadar özendirilmesin, kendilerini bir şey zannetmesinler.. Yaptıkları işlerin önemli meslekler olduğu balonu patlasın artık:)
YanıtlaSilBugün ben eleştirdim birkaçını, yarın siz, öbür gün birileri daha eleştirse, kamuoyu yaratılsa belki de havaları biraz söner:) Ne bileyim işte benim elimden gelen yazmaktı, yazdım belki birilerinde farkındalık yaratırım diye..
(Her zaman bedava kazanan olacaktır; Haklı veya haksız.) Adres de vereyim: Faiz.
YanıtlaSilEvet o da olayın bir boyutu elbette, zenginin malı züğürtün çenesi misali biz de yazıp çizip konuşuyoruz işte elimizden geldiğince:)
SilBen bu konuyu defalarca yakın arkadaşlarımla tartıştım futbol izlemeyi ve taraftarlığı bile sevmem. Hele hele eleştirmenlere hiç tahammül edemem. Otururlar bi koltuga sanki memleket meselesi tartışıyorlar sanarsın yok şu pozisyon ofsaytmış ulan maç oynanmış bitmiş alan almış satan satmış.. Ama o adamlara da kızmamak gerek.. Saf mı diyeyim cahil mi diyeyim ne diyeceğimi bilemedim. Kabahat onları oturup izleyenlerde. İzlenmese zaten medya da böyle gereksiz şeyleri yayınlamaz.
YanıtlaSilEvet yapılmış bitmiş bir işi, üstelik de adı üstünde bir oyunu eleştirmek cidden çok ama çok saçma.
SilUmarım birgün bu saçmalıklar biter:)
"Tamam eleştiri yapmak için de birikim gerekiyor, eğitim gerekiyor anlıyor ve saygı duyuyorum, tamam herkes sinema eleştiremez kabulüm. Benim derdim başka, ne gerek var böyle bir işe?" dersen eğer o zaman herhangi bir filmle gitmeden önce de kesinlikle trailer yada fragmanını izleme. çünkü ikisi aynı şeye hizmet eder, sana, filme gitmeden fikir sahibi şansı verir. Malesef hiiiiiiiç katılmıyorum yazdıklarına :)
YanıtlaSilBen yapılmış işin üzerine konuşulmasından kazanılacak parayı ne yazık ki saçma bulmaya devam ediyorum, yani üzgünüm seninle hiiiç aynı fikirde değilim:))
SilFragman filmden kesitlerdir, yönlendirme yapmaz, aynı bir kitabı arka kapağındaki özet gibi. Ama bu dediğim fularlı abiler ve ablalar konuşurlar ve para kazanırlar. Hele içlerinden biri vardır ki duayen derler kendisine, bir filme kötü diyorsa o film kesin güzeldir diye düşünürüm ve genelde de yanılmam:)
Emek harcamak çok önemli emek harcamadan kazanç sağlayanların içi rahat mı acaba?... Ben de onu çok merak ederim hep. Güzel yazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilBu acımasızca eleştirip para kazananlar, kendi konuşmalarını acımasızca eleştirip para kazananlar hakkında ne düşünüyorlar acaba:)
SilReklamsız olmuyor be kardeş:)))
YanıtlaSilReklamın da bir sınırı olsun öyle demeyin ama:)
SilAdamlar bizim yerimize düşünüyor, bizim yerimize karar veriyor, utanmasalar bizim yerimize satın alma da yapıp zorla kullandıracaklar bir şeyleri, bu reklamlar yüzünden aptal olduk:))
Futbol eleştirmenlerini ve programlarını ben de anlamıyorum. 90 dakikalık bir maçı neredeyse 90 saat konuşuyorlar. Peki sonuç değişiyor mu? Hayır. Futbolcular değişiyor mu? Hayır. O zaman neden bu kadar konuşuluyor? Gurmelik ve film eleştirmenliği konusu da aynı. Tamamen kişiye özel bir durum. Bir kişinin beğendiğini diğeri sevmeyebilir. Meslek olarak bakılması tuhaf bence. Ayrıca bu konu hakkında benim söylemeyi sevdiğim bir cümle vardır. "Bir şeyi eleştiriyorsanız ondan daha iyisini yapıyor olmalısınız" yanılıyor muyum?
YanıtlaSilAynen size katılıyorum, bir arkadaşım var. Para karşılığı yapmasa da kendi çapında gurme..
SilHer yemeği küçük lokmalar halinde alır, ağzında evirir çevirir başlar yorum yapmaya.. Ama kendisinin abartmıyorum yumurta kırmışlığı yoktur. Bir gün sabah kahvaltısında birlikteydik, yumurtalı ekmek yaptım, annemden gördüğüm gibi de içine azıcık süt koydum. Bu ağzına bir lokma aldı, birden " Sen ne yaptın, buna hiç süt konur mu?" diye yüksek sesli bir eleştiri yaptı, ben orada bittim, gözlerimin dolduğunu da hatırlıyorum. O günden sonra kendisi ne zaman evime gelse hep hazır şeyler ikram ettim, asla herhangi bir yiyecek yapmadım O'nun için, bunu kendisine de söyledim zaten:) Zavallı eşine hep acımışımdır..
Bir de profesyonel, bu işe yıllarını vermiş aşçıların halini düşünün! Bir gurme gelip bir ton laf edecek, ben aşçı olsam kesinlikle dayanamazdım bu duruma:)
Olan hep tataftara olur futbolda. İki taraf ta masaya maçtan önce oturur. Maç verilecekse verir alınacaksa alır, skor bile bellidir çoğu zaman. Garibim izleyicide evde totem yapıcam diye tvnin karşısında şekilden şekile girer.
YanıtlaSilBen Allahtan fanatik bir futbol taraftarı değilim, bir maçı baştan sona izlemişliğim yoktur:)
Silİşte o totem yapan izleyiciler sayesinde bu kravatlı adamlar paraya para demiyor maalesef:)
Türkiyedeki film eleştirmenlerinin kötü olması demek film eleştirmenliğinin saçma bir iş olduğu anlamına gelmez. Hollywood'da takip ettiğim bazı eleştirmenler vardır ki hepimizin bayılarak izlediği bir çok filmin yönetmeninden daha başarılıdır.
YanıtlaSilSen bu işin ilmini aldığın için elbette ki benden farklı bakıyorsun olaya ve doğrudur; dünyada bu işin hakkını vererek yapanlar vardır.
SilBen sadece yapılmış bir işin para karşılığında eleştirilmesini hazmedemiyorum. Bir sanat eseri hakkında elbette yorum da yapılır, eleştiri de yapılır. Yapılmalıdır da, ama böyle meslekler olması bana yine de fuzuli geliyor. Edebiyat eleştirmenleri örneğin, bir kitabı sayfa sayfa eleştirirler, kimileri över, kimileri beğenir. Sonuçta ben bir kitabı okuduğumda onların görüşleri yine kendilerine kalacaktır, çok övülen kitaplarda o kadar çok hayal kırıklığı yaşamışlığım vardır ki!
Demem o ki beğeniler özneldir, misal Recep İvedik filmlerini beğenen milyonlarca insan var, bazı eleştirmenler de övüyor bu filmleri. Bense beğenmiyorum mesela, ne olacak? Bazı eleştirmenler de kötü laflar ediyor İvedik filmleri hakkında ama bak dördüncüsü çıkıyor..
Demem o ki, bir sanat eserinde, bir filmde, bir kitapta, bir şarkıda BEN NE KADARSAM ESERİN DE O KADARINI ANLARIM..
Beni yönlendirmek için birileri para karşılığında eleştiri yapsa ne olur yapmasa ne olur..
Bir de nedense tanıdığım eleştirmenlerde hep bir kibir gördüm bugüne kadar. Dedim ya, sanki dünyanın en önemli işini yapıyor gibi tavırlar.. Hoşlanmıyorum işte elimde değil:)
Ben de isterdim böylesi işlerde çalışmayı:)
YanıtlaSilKim istemez ki, düşünsenize yemek yemeği seviyorsanız eğer, tadıyorsunuz değişik lezzetleri, sonra da fikirlerinizi söylüyorsunuz ve size para veriyorlar:)
SilBu anlatılan mesleklerin hiç bir eğitim kurumu ve kuruluşu yok. Kısacası eğitim şart :D
YanıtlaSilEvet sinema hariç diğerlerinde eğitim kurumu yok haklısınız, gurmelik okulu kulağa ne hoş geliyor:)
Silharika yazmışsınız... yüreğinize sağlık.. yürekten katılıyorum yazdıklarınıza.
YanıtlaSilfutbol yorumcuları hakkında ben de aynı sizin gibi düşünürken film eleştirmenleri ve gurmeleri hakkında bu şekilde düşünmemiştim. :) evet yazdığınız gibi onlar da benzer konumdaymış.
sadece verdiğiniz bu örnekler bile kapitalizm in ne kadar çirkin, adaletsiz ve acımasız olduğu gerçeğini çok güzel gösteriyor..
Evet bunlar sadece birkaçı.Yaşadığımız kapitalist sistemde adaletsizlik o kadar çok ki, neye el atsak bir haksızlık, bir eşitsizlik, bir dengesizlik...
SilFarkında olarak yaşamaksa işin en acı veren kısmı maalesef...
eleştiri deyince aklına sadece 'eleştirmek' gelmesi seni yanılgıya düşüren,,daha doğru açılımı 'analiz'dir..bir filmin alt okumasını hakkıyla yapabiliyorsan metz'i de bilmen gerekir _ki bu göstergeyi anlamak için kafa patlatmak gerekir_ lacan'ı da simülasyonu da ,,o zaman sokakta simit satmak daha kolaya kaçmak olduğunu anlarsın .her iş öğrenene kadar zordur demişler,aynen öyle ,o zaman öğretmenlik de kutsal meslekten saymayalım hiç nasıl olsa var olan ve kitaplarda yazan bilgiyi birilerine anlatıyor üretmiyor 30 sene aynı şeyleri anlatarak para kazanıyor ,ve senenin 3 ayı tatil yapıyor,ama işin aslı bu değil öyle değil mi!!.spor olsun film olsun yemek olsun bazen o konuyu teknik ve fikirsel düzeyde öğrenebilmek daha iyi anlayabilmek için kritiğine ihtiyaç duyarız..mesela ben bazen hakemin haklı olup olmadığını anlamak için farklı görüşleri okumaya ihtiyaç duyabiliyorum..kısacası at gözlüğünü çıkar sabit fikirli olma
YanıtlaSilTanımadığım insanlara fikirlerine katılmasam da "at gözlüğünü çıkar, sabit fikirli olma!" şeklinde yaklaşmam, böyle yaklaşanların fikirlerinii -her ne kadar doğru söyleseler de- dikkat almam.
SilBirincisi ben size "siz" diye hitap ediyorum, siz de tanımadığınız insanlara - her ne kadar anonim kalmayı tercih etseler de- bu şekilde davranmalısınız, toplumumuzda genel kabul görmüş davranış biçimi budur.
İkincisi "at gözlüğü takma, sabit fikiri olma" şeklinde emretmişsiniz ya, h.ç olmamış biliyor musunuz. Böylesine bilen, belli ki okuyan bir insana iki numara dar gelmiş bu söylem..
Kalın sağlıcakla...