#blogfırtınası
etkinliğinin 13.gün ödevini yapıyorum, bir günde iki yazı
hazırlayarak böylece geride kaldığım gün sayısı 4'e düşüyor,
o la la ..
Gün
13.Hep hayalini kurduğunuz evde yaşıyor olsanız nasıl bir şey
olurdu onu yazın.
Beton
yığınının muazzamlığında, bir plazanın 50. katında, minimal
mobilyalarla döşenmiş, ev mi ofis mi olduğu belli olmayan,
halısız, kilimsiz, perdesiz, şehirden uzak mı uzak, kira gibi
aidatı olan, ruhsuz ama uzay istasyonu denilebilecek kadar modern
bir ev dermişim. Demiyorum tabii ki!
Bu
bahsettiğim 50-60 katlı dev binalar bir kere doğanın kendi
dinamiklerine ters. Benim bu konudaki teorim şöyle:
İnsan
sokakta kafasını fazla kaldırmadan evinin camını görebilmeli,
bu da yaklaşık bir ağaç boyu eder, yani maksimum 3 kat.
Eğer
başka bir çağda yaşıyor olsaydık, bizim de boyumuz 5 metre
olsaydı, günümüzde ortalama insan boyunu 165 cm kabul edersek
kaba bir hesapla 500/165= 3 sonucuna varırdık. Şu andaki 165 cm
boyumuzla bize normal gelen 3 katlı evlerin 3 katı, yani 9 katlı
evlerde yaşamak yine mantıklı olurdu. 5 metrelik boyumuzla 9.
kattaki penceremizi rahatlıkla görebilirdik. Ama kardeşim el
insaf, hem ortalama 165, bilemedin 170 cm boyumuz var, hem de 50
katlı binalarda oturuyoruz. Doğadaki en yüksek ağaç Amerika'da
Sequoi Ulusal Park'ındaymış ve 85 metre yüksekliğinde
Kaliforniya Sekoyası adında bir çeşit çam ağacıymış. Şimdi
bir kat evin yüksekliğini ortalama 2,80 metre düşünürsek;
2,80*50 =140 metrelik binalar yaparak doğanın en yüksek ağacına
meydan okumuş oluyorsunuz. Benden uzak durun mümkünse, beni
hayallerimin eviyle başbaşa bırakın..
Üç
kat kabul edilebilir sınırdır dediğime bakmayın siz, benim
hayalimdeki ev kesinlikle tek katlı. Tek katlı, bildiğiniz kırmızı
kiremitten çatılı ve geniş. Kocaman bir bahçesi olduğunu,
kendisinin deniz kenarında, sosyal hayatının mütevazı bir
hareketliliği olan, entelektüel insanların oturduğu bir sahil
kasabasında olduğunu söylememe gerek yok sanırım.
bu evlerin biri, mümkünse karışımı bir evde oturabilirim.. |
Sahil
kasabası derken sakın yanlış anlaşılmasın, “site” denilen
tel örgülü yalıtılmış yerlerden bahsetmiyorum. Kasabı,
manavı, balıkçısı, kafeleri, kitapçı dükkanları, konser
salonları, lokantaları, sinemaları, büfeleri, gazete bayileri,
arnavut kaldırımları, ağaçları, parkları olan bildiğiniz
kasabada olacak benim evim. Ama insanların hepsi kitap okuyacak,
kasabanın sokaklarında müzik şenlikleri olacak. Herkes sinemaya,
hatta mümkünse açık hava sinemasına gidecek; edebiyat
söyleşileri olacak, felsefik tartışmalar olacak, kimileri resim
yapacak, kimileri kitap yazacak. Hem büyük şehir olanaklarının
hepsi olacak, hem de kasabanın güzelliği ve de huzuru olacak.
Aslında hayalimde evden çok yaşamak istediğim şehir var benim.
Ev
tek katlı olacak demiştim ya, içi biraz geniş olacak. Hayatım
boyunca hiç geniş mutfaklı bir evde oturmadığım için aslında
kocaman bir mutfağı da olsun istiyorum. Mutfakta her türlü konfor
olsun elbette, ben dünya mutfaklarından çeşit çeşit lezzetler
deneyeyim orada. Ama kocaman pencereleri olsun, soğanlar ocakta
kavrulurken ben pencereden ağaçları seyredeyim isterim. Hatta
elimi uzatıp bir meyve de koparsam hiç fena olmaz..
Evim
ahşap ve orijinal taşların karışımı olsun. Taş duvarlar ayrı
bir dekoratif güzellik getirsin evime, bir de öyle malikane gibi
olmasın elbet ama yeterince odası olsun. Yani yatak odası, salon,
banyo haricinde ekstra misafir yatak odası, çalışma ve kitap
okuma odası, dağıntıların konulacağı dolap ve kiler odası,
ütü ve çamaşır odası, sinema odası olsa hiç de fena olmaz.
Geniş bir veranda olsun salona açılan ve hanımelleri, yaseminler
koksun bahar aylarında..
Ne
bileyim işte, hayal bu ya, bahçesinde yüzülebilecek bir havuz da
olsa fena olmaz, barbeküsünü, muhteşem çiçek tarhlarını
saymıyorum bile.. En sevdiğim meyvelerin hepsi bahçemde olsun;
hatta kendi domateslerimi, salatalıklarımı da kendim yetiştireyim
organik organik..
Unutmadan
söyleyeyim, ses ve ışık sistemi mükemmel olsun evimin. Işıklar
asla tavandan gelip gözümü yormasın mesela. Kenarlardan
köşelerden gelsin ışık, bazen yeşil yapayım onları, bazen
mavi, bazen de beyaz. Ruh halime göre evimin renkleri değişebilsin.
Ses
sistemi ise evin her yanına yayılsın. İstersem çalışma
odasında, istersem mutfakta, istersem verandada dilediğim gibi
müzik dinleyebileyim..
Bıraksalar
sayfalarca anlatırım daha, hayal kurmak gibisi var mı.. Hele ki
insan benim gibi
iflah
olmaz bir hayalperest olmayagörsün..
Hayalsiz
kalmayınız efendim, sevgiyle..
Bu güzel eve kavuşabilmeniz dileğiyle :) ama tasvir edilen kasabaya uygun bir yer malesef bizim ülkemizden çok Avrupa kasabalarını canlandırdı gözümde.. hem şık ve temiz, hem de sakin ama kültürel seviyesi yüksek.. inşallah bir gün diyelim :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, bu ev gerçek olursa davetlimsiniz bu arada:)
SilBöyle bir kasaba var mıdır bilmiyorum tabii, aslında hep beraber bir yere göçersek olur, neden olmasın, hayallerimiz özgür kalırsa neler olur hem:)
Şu sahil kasabasında küçük bir ev var mı bana. Tam yaşanacak yermiş gerçekten. Edebiyat, müzik ne isterseniz var. Hayalinize ve kaleminize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş...
YanıtlaSilDiyorum ya, hep beraber kuralım işte böyle bir kasaba, edebiyat, müzik, sanat olsun. Paraya ne gerek var ki:)
SilHayallerin hep böyle güzel olsun..
YanıtlaSilGeliyorum ben de o eve valla :)
Buyurun buyurun, çayımız hep tazedir, isterseniz taze meyveler toplarım ağaçlardan, sıkarım taze taze, ya da kahvenizi yudumlarsınız verandada, nasıl isterseniz:)
SilSitem edeceğim benim hayalimde ki evimi anlatmışsınız.Siz kimsiniz?Nereden bilebildiniz?....Ahahahah sadece havuzu hayal etmemiştim (havuzu temiz saklamak benim için sorun olurdu gerçekten).Böyle bir bulursanız bana mutlaka haber edin komşunuz olmak isterim.İyi akşamlar :))
YanıtlaSilHayaller çakışmış demek ki, benim suçum yok:))
SilBu ev hayalime komşum olarak sizi dahil ettim bile:)
O zaman sizi şuraya alalım: dl.dropboxusercontent.com/u/64553948/1071.png
YanıtlaSilYok almayayım ben onu, sizin olsun:)
SilEn doğal ev o işte :).
SilKüçük ve basit göründüğüne bakmayın. %100 Türk Çadırıdır. Her zaman hava alan, sıcakken serin, soğukken ılık tutan, günün hangi saatinde ve hatta hangi mevsiminde olduğunu görebileceğiniz bir gelişmişlğe sahiptir. Aynı zamanda %100 doğal malzemedir. İskelet yapısı da sağlamdır.
Her zaman değil ama yaşanabilecek bir yapı. Yüksekliği -3+ metredir. Aile büyüklüğüne göre de genişlik ve yükseklik artar.
Tabi bu işin esprisi(Verdiğim bilgiler doğru.). Demek istediğim şey gerçekten Allah bu metropol hayatını (hayırlı bir şekilde! :)) kahretsin..
Çadır sağlıklı olabilir ama, hayal evimizden bahsediyoruz, benim hayalimde çadır yok maalesef, bahçeli güzel bir ev var:)
SilEk: O gösterdiğim çadır Alp Arslan'ın kullandığından. 1071 Malazgirt yani...
YanıtlaSilBen size katılıyorum tabi.. Hareket candır..
YanıtlaSilBen de bahçeli ev hayal edıiyorum .Torbalı tarafında daha da bozmazlarsa o tür evler var. Sahile birazcık uzak, gerçi dediğiniz kültürel faaliyetler şu anda yok.. Şehire yakın sayılır. Aktivitelere katılabilir.
YanıtlaSilO zaman kim önce hayaline kavuşursa diğerlerini çaya davet edecek evinin bahçesinde:)
Sil15 sene önce evin her yerinden yayın yapan bir müzik sistemi yaptırmıştık biz de. Ustalar tadilat sırasında her şeyi yaptılar ama bir türlü çalıştıramadık o sistemi. :/ Çünkü bulunduğumuz yerde onu çalıştırmak için uğraşacak birisi yoktu... Allah gönlünüze göre versin inşallah.
YanıtlaSilKötü olmuş, hayal et, yaptır, sonra da çalışmasın:(
SilTeşekkür ederim iyi dilekleriniz için, sevgiler:)
iki olsun her katta iki oda. mutfak ayrı olsun evden ama evle bağı olsun,kapısı ev kapısından ayrı olsun. dublex bir ev küçük ve korunaklı. bahçesi büyük olsun,bahçe bitimi agaclik. çiçekleri olsun ikinci katta ki iki sandalyelik balkonda. havuz istemiyorum. ağaçlık bitimi irmak olsun. ev dağ eteğinde olsun.
YanıtlaSilSüper bir ev, sanki dağ ev gibi.. Sizin hayaliniz de harikaymış, gerçekleşsin umarım bir an önce:)
SilNasıl bir ev olsun biliyor musun?
YanıtlaSilŞunu karşılasın;
Hezar gıbta o devr-i kadim efendisine,
Ne kendi kimseye benzer, ne kimse kendisine.
geçenlerde eşim öğrencilerine hayalinizdeki evi çizin demiş. çocuklar öyle şeyler yapmışlar ki görünce içim burkuldu. Aldım elime kağıt kalemi ve gerçekleri çizdim bende 20 katlı bir apartman dairesi ve yamuk bir dörtgenle çevrelediğim ortalarda bir yerde iki üç küçük pencere:S ok işareti çıkartıp karşısına yazdım oturduğum ev! gerçekler acı olsa da hayal etmesi bedava o yüzden teşekkürler üstat! nasılsın görüşmeyeli?
YanıtlaSilÇocukların hayalleri önemlidir, değerlidir. Eğer oralarda da sorun varsa, gerçekten durum içler acısı ötesi demektir bana göre.
SilGerçekler böylesi burukken dediğiniz gibi hayalleri özgür bırakmak lazım, arada onların kılavuzluğunda - hem de bedava- nefes alma molalarında kim bilir belki de kendimize hedefler de belirleriz, kim bilir belki de hatalarımızı da görürüz. Büyük başarılar da zaten hayalle başlamamış mıdır?
Teşekkür ederim değerli katkınız için, ben iyiyim gördüğünüz gibi, teşekkürler:)