9 Aralık 2013 Pazartesi

#blogfırtınası / 4. gün ödevi / Uydurma karakterin hikayesi


Ben beş gün gerideyim ama ödevlerin hepsini yapmaya kararlıyım.

#blogfırtınası etkinliğinin dördüncü günü ödevimiz şöyle:


Gün 4.Kafanızdan bir karakter atın ve onun hikayesini yazın.


icimizden biri


Kaç yaşında olduğunu kimse bilmiyor. Belki 60, belki de 80 yaşındadır Şükran Teyze. Her zaman özenle taranmış kulak memesi boyunda bembeyaz saçlarına rağmen yüzünde bir tane bile kırışık yoktur. Şişman sayılmaz ama bayağı kiloludur. Hafif kamburu çıktığı için boyu olduğundan da kısa görünür. Her zaman spor giyinir. Ya bir tayt, ya bir pantolon ayağında; üzerinde yaz aylarında kısa kollu bir tişört, kış aylarında ise anorak bir yelek olur mutlaka.
Hali vakti yerindedir, söylediğine göre gençliğinde öğretmenmiş, mesleği bırakıp Almanya'ya yerleşmiş. Oradan emekli olmuş, bir kızı varmış güya, mahallelinin hiç görmediği; Almanya'da yaşarmış. Şükran Teyze de 3 ay orada, 3 ay İstanbul'da vakit geçirir. Gelişleri zamansızdır, bazen kış aylarında, bazen de yaz aylarında döner İstanbul'a.

Nasıl bir hayattır O'nunkisi! Mahallede kendisini eskiden tanıyanlar görünce yollarını değiştirirler. Yeni gelenlerse yaşına hürmeten karşılaşınca “nasılsınız?” deme gafletine düştükten sonra pişman olurlar. Çünkü Şükran Teyze hiç susmaz! Anlatır da anlatır... Apartmandaki komşuların hepsi O'na göre anlayışsız ve görgüsüzdür. Merdivenleri silen kadın, işini savsaklayarak yapar, hele yönetici yok mu az para yememiştir aidatlardan! Zaten O'nun rahmetli babası da öyledir. Tamam en üst katta  bir tek O oturuyordur ama anahtarını kimselere vermediği, anten bile diktirmediği çatının onarılması için tüm apartman para toplamalıdır. Toplamadıkları için hepsine kızar, söylenir!

Üşenmez, her gördüğü aksaklığı belediyeye ya da polise şikayet eder. Apartmanın girişindeki Bakkal Ali Dayı'nın dükkanı önüne koyduğu çiçekleri zabıtaya şikayet ettiğinde, artık bütün mahalle
yok artık, bu kadarı da fazla!” deyip yaka silkmiştir kendisinden. Şükran Teyze'ye sorsanız kendi çapında çok haklı! Çünkü Bakkal Ali Dayı, yetiştirdiği çiçek saksılarıyla araba park yerlerini rezerve ediyormuş konu komşuya..

İyi de Şükran Teyze, senin araban mı var, sana ne!” diyenlere ateş püskürür.

Hani insan yaşlanınca huysuzlaşır derler ya bazıları. İnanmayın... Çünkü Şükran Teyze gibiler, gençliklerinde de aynılardı muhtemelen. Söylenenlere bakılırsa gençlik yıllarında kocasını Almanya'ya aldırmak için tek şart koşmuş. Oturdukları evi ve her şeyi kendi üzerine yaparsa aldıracakmış eşini. Nitekim öyle de yapmış. Ama çok değil 4-5 ay sonra adamı Alman Polisi'ne şikayet edip sınır dışı ettirmiş. Adamcağız Şükran Teyze'nin üzerine yaptığı evin tam karşısında, kirasını zorla ödediği bir evde tek başına ölüp gitmiş..

Şükran Teyze şimdilerde ne mi yapıyor? Mahallede konuşacağı kimse kalmadığı için polise ve zabıtaya defalarca şikayet ettiği Bakkal Ali Dayı'yla bir şekilde arasını düzeltti, arada sırada dükkanın önünde oturup çay içiyor. Ali Dayı ne yapsın, idare ediyor işte..

Şükran Teyze'nin gönlünü kim bu kadar kirletmiş, neden bu kadar acımasız olmuş, neden bu kadar tahammülsüz olmuş bilinmez ama, hakkında iyi konuşan bir kişi bile olmadığı aşikar..

İçimizden biri O. Belki de sizin mahalledeki Ayşe Teyze'nin, akrabanız Hanife Teyze'nin ya da Emekli Hüsnü Amca'nın bir sureti.. Gençliklerinde sevgiyi tatmamış, yaşlanıncaya kadar da kalpleri tortu bağlamış nice kayıp insandan sadece bir tanesi...

.................

Şükran Teyze gibi yaşlanmamak için kapılarımızı sevgiye hiç kapatmayalım diyorum ben, kalın sağlıcakla..







14 yorum :

  1. Kalbinde sevgi olmayan bir ornek:) cok guzel olmus:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hemen okudunuz, beğenmenize sevindim. Yorum için teşekkürler:)

      Sil
  2. Dediğiniz gibi içimizden biri Şükran Teyze. Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  3. Aman Allah uzak etsin böylelerinden. Zaten hayat zor bir de onların huysuzlukları çekilecek gibi olmaz. :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama maalesef her yerde var Şükran Teyze'ler. Sizin oralarda yoksa şanslısınız:)

      Sil
    2. Olmaz mı? Ama ben olabildiğince uzak duruyorum. :)) Üstüne vazife olmayan her şeye karışan insanların olabildiğince uzağında kalmayı tercih ediyorum. :)

      Sil
    3. En iyisini yapıyorsunuz, ben de aynı sizin gibiyim. Hayatıma negatif etkileri olan insanlardan mümkün mertebe kaçıyorum:)

      Sil
  4. Onun gibi ve çok yakınen tanıdığım gibi biri olmamayı diliyorummm. Zorrr...
    Tüylerim diken oldu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merak etmeyin olmazsınız. Sizin gibi doğa sevgisi, insan sevgisi dolu biri 100 yaşına da gelse öyle olmaz, sevgiler:)

      Sil
  5. harika olmus elinize saglik her mahallenin boyle bir teyszesi yada ninesi vardir her mahallenin bir delisi oldugu gibi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ne garip değil mi, sanki özel olarak yerleşmişler gibi:)
      Her mahallede numunelik bir tane:)

      Sil
  6. yazı çok başarılı emeğine sağlık.Amabirşey paylaşmak istiyorum.Avrupada ki kurallar çok katı ve zamanla yurtdışında yaşadığı için türkiyede ki yaşantıya uyum sağlayamış çok insan tanıyorum. Örnek vermek gerekirse .Bizde cumartesi günü sabah gürültü çıkarmak sorun değil ama yurt dışında yani büyük gelişmiş ülkelerde hapis yatalası suçtur. Bence o teyzeye biraz haklılık payı verelim :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kurallar elbette olsun, ben herkesten çok isterim olmasını. Mesela söylediğiniz kural harika.. Ama bu teyzemiz bakkalın çiçeklerine bile karışıyor:)

      Sil