Ben
beş gün gerideyim ama ödevlerin hepsini yapmaya kararlıyım.
#blogfırtınası
etkinliğinin dördüncü günü ödevimiz şöyle:
Gün
4.Kafanızdan
bir karakter atın ve onun hikayesini yazın.
Kaç
yaşında olduğunu kimse bilmiyor. Belki 60, belki de 80 yaşındadır
Şükran Teyze. Her zaman özenle taranmış kulak memesi boyunda
bembeyaz saçlarına rağmen yüzünde bir tane bile kırışık
yoktur. Şişman sayılmaz ama bayağı kiloludur. Hafif kamburu
çıktığı için boyu olduğundan da kısa görünür. Her zaman
spor giyinir. Ya bir tayt, ya bir pantolon ayağında; üzerinde yaz
aylarında kısa kollu bir tişört, kış aylarında ise anorak bir
yelek olur mutlaka.
Hali
vakti yerindedir, söylediğine göre gençliğinde öğretmenmiş,
mesleği bırakıp Almanya'ya yerleşmiş. Oradan emekli olmuş, bir
kızı varmış güya, mahallelinin hiç görmediği; Almanya'da
yaşarmış. Şükran Teyze de 3 ay orada, 3 ay İstanbul'da vakit
geçirir. Gelişleri zamansızdır, bazen kış aylarında, bazen de
yaz aylarında döner İstanbul'a.
Nasıl
bir hayattır O'nunkisi! Mahallede kendisini eskiden tanıyanlar
görünce yollarını değiştirirler. Yeni gelenlerse yaşına
hürmeten karşılaşınca “nasılsınız?” deme gafletine
düştükten sonra pişman olurlar. Çünkü Şükran
Teyze hiç susmaz! Anlatır da anlatır... Apartmandaki komşuların
hepsi O'na göre anlayışsız ve görgüsüzdür. Merdivenleri silen
kadın, işini savsaklayarak yapar, hele yönetici yok mu az para
yememiştir aidatlardan! Zaten O'nun rahmetli babası da öyledir.
Tamam en üst katta bir tek O oturuyordur ama anahtarını kimselere vermediği,
anten bile diktirmediği çatının onarılması için tüm apartman
para toplamalıdır. Toplamadıkları için hepsine kızar, söylenir!
Üşenmez,
her gördüğü aksaklığı belediyeye ya da polise şikayet eder.
Apartmanın girişindeki Bakkal Ali Dayı'nın dükkanı önüne
koyduğu çiçekleri zabıtaya şikayet ettiğinde, artık bütün
mahalle
“ yok
artık, bu kadarı da fazla!” deyip yaka silkmiştir
kendisinden. Şükran Teyze'ye sorsanız kendi çapında çok haklı!
Çünkü Bakkal Ali Dayı, yetiştirdiği çiçek saksılarıyla
araba park yerlerini rezerve ediyormuş konu komşuya..
“İyi
de Şükran Teyze, senin araban mı var, sana ne!” diyenlere
ateş püskürür.
Hani
insan yaşlanınca huysuzlaşır derler ya bazıları. İnanmayın...
Çünkü Şükran Teyze gibiler, gençliklerinde de aynılardı
muhtemelen. Söylenenlere bakılırsa gençlik yıllarında kocasını
Almanya'ya aldırmak için tek şart koşmuş. Oturdukları evi ve
her şeyi kendi üzerine yaparsa aldıracakmış eşini. Nitekim öyle
de yapmış. Ama çok değil 4-5 ay sonra adamı Alman Polisi'ne
şikayet edip sınır dışı ettirmiş. Adamcağız Şükran
Teyze'nin üzerine yaptığı evin tam karşısında, kirasını
zorla ödediği bir evde tek başına ölüp gitmiş..
Şükran
Teyze şimdilerde ne mi yapıyor? Mahallede konuşacağı kimse
kalmadığı için polise ve zabıtaya defalarca şikayet ettiği
Bakkal Ali Dayı'yla bir şekilde arasını düzeltti, arada sırada
dükkanın önünde oturup çay içiyor. Ali Dayı ne yapsın, idare
ediyor işte..
Şükran
Teyze'nin gönlünü kim bu kadar kirletmiş, neden bu kadar acımasız
olmuş, neden bu kadar tahammülsüz olmuş bilinmez ama, hakkında
iyi konuşan bir kişi bile olmadığı aşikar..
İçimizden
biri O. Belki de sizin mahalledeki Ayşe Teyze'nin, akrabanız Hanife
Teyze'nin ya da Emekli Hüsnü Amca'nın bir sureti.. Gençliklerinde
sevgiyi tatmamış, yaşlanıncaya kadar da kalpleri tortu bağlamış
nice kayıp insandan sadece bir tanesi...
.................
Şükran
Teyze gibi yaşlanmamak için kapılarımızı sevgiye hiç
kapatmayalım diyorum ben, kalın sağlıcakla..
Kalbinde sevgi olmayan bir ornek:) cok guzel olmus:)
YanıtlaSilHemen okudunuz, beğenmenize sevindim. Yorum için teşekkürler:)
SilDediğiniz gibi içimizden biri Şükran Teyze. Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilTeşekkür ederim, ne çekiyoruz onlardan :)
SilAman Allah uzak etsin böylelerinden. Zaten hayat zor bir de onların huysuzlukları çekilecek gibi olmaz. :)))
YanıtlaSilAma maalesef her yerde var Şükran Teyze'ler. Sizin oralarda yoksa şanslısınız:)
SilOlmaz mı? Ama ben olabildiğince uzak duruyorum. :)) Üstüne vazife olmayan her şeye karışan insanların olabildiğince uzağında kalmayı tercih ediyorum. :)
SilEn iyisini yapıyorsunuz, ben de aynı sizin gibiyim. Hayatıma negatif etkileri olan insanlardan mümkün mertebe kaçıyorum:)
SilOnun gibi ve çok yakınen tanıdığım gibi biri olmamayı diliyorummm. Zorrr...
YanıtlaSilTüylerim diken oldu.
Merak etmeyin olmazsınız. Sizin gibi doğa sevgisi, insan sevgisi dolu biri 100 yaşına da gelse öyle olmaz, sevgiler:)
Silharika olmus elinize saglik her mahallenin boyle bir teyszesi yada ninesi vardir her mahallenin bir delisi oldugu gibi
YanıtlaSilEvet ne garip değil mi, sanki özel olarak yerleşmişler gibi:)
SilHer mahallede numunelik bir tane:)
yazı çok başarılı emeğine sağlık.Amabirşey paylaşmak istiyorum.Avrupada ki kurallar çok katı ve zamanla yurtdışında yaşadığı için türkiyede ki yaşantıya uyum sağlayamış çok insan tanıyorum. Örnek vermek gerekirse .Bizde cumartesi günü sabah gürültü çıkarmak sorun değil ama yurt dışında yani büyük gelişmiş ülkelerde hapis yatalası suçtur. Bence o teyzeye biraz haklılık payı verelim :D
YanıtlaSilKurallar elbette olsun, ben herkesten çok isterim olmasını. Mesela söylediğiniz kural harika.. Ama bu teyzemiz bakkalın çiçeklerine bile karışıyor:)
Sil